Başlangıç / Kültür & Sanat / Edebiyat / 2 – Rus İstilası Dönemi Kırım Türk Edebiyatı

2 – Rus İstilası Dönemi Kırım Türk Edebiyatı

Zühal YÜKSEL.

XVIII. asra kadar Osmanlı tesiri altında gelişen Kırım Türkçesi ve edebiyatı 1783 yılında Kırım’ın Rusya’ya ilhakı ile gittikçe zayıflar. Bu dönemde Kırım Türkleri ile Osmanlı Türkleri arasındaki siyasî, edebî ve medenî bağlar tamamen kopar.

Bu dönemde medreseler kapatılmış, Kırım aydını susturulmuş ve pek çok alim Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır. Çar hükümetinin istilacılık siyaseti sonucu Potemkin’in ve daha sonrakilerin zulmünden kan ağlayan halk, benliğini korumak için, evini, köyünü, toprağını ve vatanını bırakıp göçmeye başlar. Yüz binlerce insan “Ak toprak” dedikleri Türkiye ve Dobruca’ya doğru yollara düşer. XVIII. asrın sonuyla XIX. asrın başında yapılan ilk göç akımında yüz binlerce insan göçmüştür. Bundan sonra göçler biraz sakinleşirse de durmaz. Kitleler halinde yüz binlerce Kırımlı’nın göçleri sonucu Kırım’da medenî ve edebî gelişme 1783’ten 1880 yılına kadar süren mecburî bir durgunluğa itilmiş, sosyal ve siyasî hayat tamamen değişmiştir.

Aydın ve alimlerin göç etmeleri veya susturulmaları sonucu, Kırım’da bu yüzyıllık dönem içinde Kırım Türkçesinin kültürel sahada kullanıldığını gösteren tek bir eser yoktur.

Bu devrin sosyal ve siyasî hayatını tam olarak anlatan eserler, Kırımlılar’ın Türkiye’ye ve Dobruca’ya muhacereti sebebiyle Kırımlı aşıkların (Kedayların) söyledikleri “Muhaceret Türküleri” veya “Hicret Yırları” ile, halkın duygularını, kıvançlarını, kaygı ve arzularını aksettirdiği çınlar, maniler ve yırlardır. XVIII. ve XIX. asırlarda kedaylar, köy köy gezip toylarda, cıyınlarda köylüsüyle, yaşlısıyla ve çoluk çocuğuyla yollara dökülen halkın çektiği izdırabı, sefilliği ve yadellerde çektikleri sıkıntıları, döktükleri gözyaşlarını herkesin anladığı sade bir dille ortaya koyarlar. Bu türkülerde “Ak toprak” dedikleri Osmanlı topraklarına karşı derin özlem ve anavatanı terk etmekteki yeis ve keder, şairane mısralarla anlatılmıştır.

Bu türküler, pek çok ve çeşitlidir. Bir kısmı Kırım’da halk edebiyatı ile ilgilenen A. Olenitskiy, A. N. Konçevskiy, A. M. Samoyloviç tarafından toplanıp yayımlanmıştır. Bu türkülerin hepsi millî vezin olan hece vezninin 7+5=12, 6+5=11, 4+4+4=12 şekilleriyle yazılmıştır.

XIX. asrın en meşhur çıncı kedayları Esmirza Kart (1803 – 1844) ile Ayder Keday’dır. Onlar, çınlarında, şiirlerinde halka yapılan zulümleri, sosyal adaletsizlikleri karalayıp halkın arzu, istek ve hayallerini anlatırlar.

Bu devrede çok kuvvetli olmamakla beraber Kırım edebiyatına dinî – mistik bir hava hakim olmuştur. Bu dönemde tekke ve medreselerde sufîler tarafından yazılan cönk sayısı çok fazladır; fakat, neyazık ki, Kırım halkının yaşadığı facialar sufileri etkilememiştir. O dönemde yazılan cönklerdeki ilahilerin, dinî kıssaların vb. Kırım’ın bağımsızlığı döneminde yazılanlardan hiç farkı yoktur.

İsmail Gaspıralı, Çar ordusuna Kırımlılar’dan asker alınması sebebiyle XIX. asrın sonlarında başlayan III. kitle halindeki göçü engellemek maksadıyla “Tercüman” gazetesinde seri makaleler yazar ve göçü büyük ölçüde durdurur.

Abdullah Özenbaşlı isimli Tercüman muharriri, hicreti lirik bir şekilde “Ey Gönül isimli şiiriyle aksettirir.

“İstemî” mahlasıyla anılan bir şairin “Kefe Destanı” namıyla bilinen yüz mısralık eseri de halk tarafından söylenen hicret yırlarını takliden yazılmıştır.

Bu devirde “Halim Aydamak” adlı yiğidin kahramanlıkları aşıklara bitmez tükenmez malzeme sağlarken, halkı için de bir moral kaynağı olmuştur. Daha sonra Rus yazarları tarafından da işlenen bu konu “Kırım Haydudu Halim” isminde meşhur bir piyesin yazılmasına da sebep olmuştur.


Türk Dünyası El Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 1992

İlginizi Çekebilir

Altay Kerim

Şair ve yazar.  Çağdaş Romanya Türk-Tatar edebiyatının önde gelen temsilcilerinden . (13 Mart 1937, Musurat …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.