Başlangıç / Sürgün / KIRIM TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ KRONOLOJİSİ

KIRIM TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ KRONOLOJİSİ

KIRIM TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ KRONOLOJİSİ

(18 Mayıs 1944)

Erol UĞUR

11 Mayıs 1944: Devlet Güvenlik Komitesi (GKO) tarafından çıkarılan ve altında Stalin’in imzası bulunan “Çok Gizli” ibareli bir kararname ile Kırım Türklerinin Kırım’dan sürgü edilmelerine karar verildi. Sürgün operasyonunun tatbiki ile Beriya komutasındaki NKVD kuvvetleri görevlendirilmiş ve 1 Haziran 1944 tarihine kadar bu operasyonun tamamlanması istenmişti. (Kemal Özcan,s.51,52)

18 Mayıs 1944: Stalin’in emriyle sürgüne gönderilme

Bütün bir halkı topraklarından çıkaracak olan sürgün operasyonunun tarihi, yayınlanan kararnamede (SSCB Devlet Savunma Komitesi’nin 11 Mayıs 1944 tarih ve GOKO-5859 sayılı kararı)/M.Melvin, s.660,Dipnot:60) 20 Mayıs olarak tayin edilmesine rağmen, bu tarih Beriya’nın talimatıyla iki gün öne alınmış ve operasyon 18 Mayıs 1944’te başlamıştı. (K.Özcan, s.52)

Mareşal Voroşilov’un denetimi altında sürgün, USSR Dahili Meseleler Halk Komiseri Başyardımcısı Ivan Serov’un komutasındaki birlikler tarafından yürütüldü.(A.Fisher, s.235)

18-20 Mayıs tarihleri arasında 180.000 kişi (K.Özcan, s.223:Yaklaşık 250.000 kişi, başka bir kaynak sürgün edilenlerin sayısını 420 bin olarak veriyor, qha makale) Kırım’dan sürgün edildi. Sürgün’ün ilk 5 yılında sürgün edilenlerin %46,2’si yolda ve gittikleri yerde hastalık ve açlık sebebiyle hayatını kaybetti. Kırım Türklerinin vatanlarından sürgünü hakkında kaynak olarak yakın zamana kadar en çok müracaat edilen kişi Grigoriy Burlitskiy adında eski bir Sovyet Gizli Polis Örgütü (NKVD:Narodnıy Kommissariyat Vnutrennnih Del-İçişleri Halk Komiserliği,Vikipedia- Stalin’den sonra adı KGB olarak değiştirildi, Edige Kırımal, s.106) subayı olmuştu. (K.Özcan,Giriş/4, M.Ülküsal, s.15)

Sovyet askerleri, sabaha karşı üç sularında Kırım Türk ailelerinin evlerine ellerinde silahlarla girerek uyumakta olan bu insanları yataklarından kaldırarak dışarı çıkardılar. Elleri havada duvarlara dizilen halka, onbeş dakika içinde yolculuk için hazırlanın, elinizde taşıyabileceğiniz neyiniz varsa yanınıza alınız.”Evlerinden çıkarılan halk bulundukları meydanların yanında veya uygun görülen başka yerlerde toplanarak kendilerini demir yolu istasyonlarına taşıyacak nakliye vasıtalarını beklemeye başlamışlardı. Korku ve endişe içerisinde bekleyen insanlar diğer taraftan da askerlerin taşkınlıklarına maruz kalmışlardı. Sürgünü gerçekleştirmekle görevli askerler bu görevlerini yerine getirmek dışında zaten korku ve çaresizlik içinde bekleyen halka rahatsız edici taşkınlıklarda bulunmuşlardı. Bu askerlerden bazıları yaşlı kadınları, acıdan çılgına dönen, aklını kaybeden insanları kaçmaları için serbest bırakmışlar ve daha sonra arkalarından kurşun yağdırarak onları öldürmüşlerdi. Sürgünde görevli Serov ve Kobulov’un son telgrafı 20 Mayıs’ta Beriya’ya ulaşmıştı. 18 Mayısta başlayan Kırım Türkleri’nin sürgün operasyonunun 20 Mayıs saat 16.00’da sona erdiğini bildiren telgrafta toplam 180.014 kişinin 67 katara doldurularak bölgeden çıkarıldığı, bunlardan 63 katarda bulunan 170.287 kişinin gitmeleri gereken yere gönderildiği ; geriye kalan dört katarın ise aynı gün yola çıkacağı bildirilmişti. Telgrafta ayrıca Kırım Rayon askeri komiserliklerinin askerlik çağında olan 6.000 Kırım Türkü’nü askere sevk ettiği, bunların Kızıl Ordu üniforması ile savaşa gönderildiği belirtilmişti. Vatana ihanet gerekçesiyle sürgün edilen bir topluluktan hâlâ orduya asker kabul edilmesi Sovyet Devleti’nin bizzat kendisi tarafından ileri sürülen sürgün gerekçesiyle düştüğü tezatı açıkça ortaya koymaktadır. Diğer taraftan Beriya’nın emri doğrultusunda 5.000 Kırım Türkü’nün Moskova kömür madenlerine çalışmaya gönderildiği ifade edilmiş, bütün bunlarla beraber Kırım’dan 191.014 kişinin çıkarıldığı zikredilmişti.

Stalin’in ceza mahiyetindeki sürgününden nasibini alan tek halk Tatarlar değildi. Haziran 1944’te Ermeniler (9.620), Bulgarlar (12.420) ve Rumlar (15.040) da sınır dışı edildi. Ağustos 1941’de ise  2.300 Alman çoktan sürgün edilmişti. Rus kayıtları Kırım’dan en az 228.543 erkek, kadın ve çocuğun sınırdışı edildiğini belgeliyor; bunlardan 191.014’ü Kırım Tatarıydı. (Bu sayı 47.000’den fazla aileye tekabül etmektedir.) (M.Melvin, s.661)

20 Mayıs 1944: SSCB İçişleri Halk Komiseri Yardımcısı Serov ve  SSCB Devlet Güvenliği Halk Komiseri Yardımcısı Kobulov’un son telgrafı 20 Mayıs’ta Beriya’ya ulaşmıştı. 18 Mayıs’ta başlayan Kırım Türklerinin sürgünü operasyonunun 20 Mayıs saat 16.00’da sona erdiğini bildiren telgrafta, toplam 180.014 kişinin 67 katara doldurularak bölgeden çıkarıldığı, bunlardan 63 katarda bulunan 173.287 kişinin gitmeleri gereken yerlere gönderildiği, geriye kalan 4 katarın ise aynı gün yola çıkacağı bildirilmişti. Telgrafta ayrıca, Kırım rayon askeri komiserliklerinin, askerlik çağında olan 6.000 Kırım Türkünü askere sevk ettiği, bunların Kızıl ordu üniformalarıyla Guriyev, Rıbinsk ve Kuybışev şehirlerine yollandıkları belirtilmişti. Diğer taraftan, Beriya’nın emri doğrultusunda, 5.000 Kırım Türkünün Moskova kömür madenlerinde çalışmaya gönderildiği ifade edilmiş, bütün bunlarla beraber Kırım’dan toplam 191.014 kişinin çıkarıldığı zikredilmişti.(K.Özcan, s.57) Sürgün sırasında yol boyunca yaşanan açlık ve hastalıklar yüzünden 7889 Kırım Türkü hayatını kaybetmişti. Sürgünden sonra Kırım Türklerine ait 25.561 adet bina/ev kalmıştı. (K.Özcan, s.68,70, Geriye kalan diğer mallar için s.70’deki Tablo-6’ya ve s.71’deki Tablo-7’ye bknz.)

 

21 Mayıs 1944: Kırım’dan sürgün edilenlerden 31.551 kişi Devlet Güvenlik Komitesi’nin 21 Mayıs 1944 tarihli kararnamesi gereği, Rusya Federasyonu’nun çeşitli bölgelerine dağıtıldı. (Kemal Özcan, s.83)

 

29 Mayıs 1944: Sürgün Kırım Türklerini taşıyan ilk katarlar 29 Mayıs’ta Özbekistan’a gelmeye başladılar. 151.529 Kırım Türkü Özbekistan’da Taşkent, Buhara, Andican, Kaşka-Derya, Semerkant, Fergana ve Namengan’a yerleştirildi. (Kemal Özcan, s.84,85)

 

4 Temmuz 1944: Kırım’ın “Sovyet karşıtı”, diğer bir ifadeyle gayrı Slav unsurlardan arındırılması operasyonu 4 Temmuz 1944’te sona ermişti. Beriya, operasyonun tamamlanmasının ardında Stalin’e sunduğu raporda, yarımadadan toplam 225.009 kişinin sürgün edildiğini bildirmişti. Bunların içinde 183.155 kişiyle Kırım Türkleri en kalabalık topluluk olarak ilk sırayı almaktaydı (Bu konuda farklı rakamlar var: 187.859 diyen var, 188.626 diyen var; K.Özcan, s.64’e bknz.); ardından 12.422 kişiyle Bulgarlar, 15.040 kişi ile Rumlar gelmekteydi. Bu operasyonda sürgün edilen Ermenilerin mevcudu 9621 kişi, Almanların 1119 ve diğer milletlerden sürgüne maruz kalanlar ise 3652 kişi olarak açıklanmıştı. Toplam olarak verilen rakam daha sonra 228.392 olarak düzeltilmiş, ancak milletlere göre bir dağılım yapılmamıştır. Resmi olmayan bazı verilerde, Kırım Türklerinin %46,2’sinin sürgün sonrasında hayatını kaybetmiş olması ve hayatta kalan % 54’lük oranın ise 228.474 kişiye tekabül ettiği belirtilerek, Kırım’da yaşayan Türklerin 423.100 kişi olduğu ifade edilmektedir.

    Kırım Türk Milli Hareketi mensupları tarafından Sovyetler Birliği KP XXIII. Kongresi’ne gönderilen bir bildiriden, sürgün yolu boyunca ve yerleşim yerine varıldıktan sonra geçen birkaç yıl içinde açlık ve hastalıktan ölen Kırım Türklerinin mevcut olduğu sonucu çıktı. Elde edilen bu tespitler yol boyunca hiç kimsenin ölmediğini ifade eden Beriya’nın beyanları ile tam bir tezatlık arz etti. Kırım Türklerinin sunduğu bildiriye göre, sürgüne gönderilen 112.700 çocuktan 60.034’ü, 93.200 kadından 40.085’i, 32.600 erkekten 12.061’ yolculuk esnasında ve sürgünde geçen birkaç yıl zarfında hayatlarını kaybetti. Bu rakam, sürgüne gönderilen tüm halkın %46,2’sini oluşturmaktaydı. (Hayatlarını yitirenlerin toplam sayısı: 112.180 kişi) (K.Özcan, s.84)

Bu konuda ciddi araştırmalardan birinin sürgüne maruz kalan Kırım Türkleri tarafından yapıldığını görmekteyiz. Kırım Türk Milli Hareketi mensuplarınca 1966’da yapılan Kırım Türklerinin gayr-i resmi nüfus sayımı neticesinde elde edilen sonuçlardan, sürgün edilen halkın toplam sayısının 238.500 (A.Fisher, s.243’de de 238.000 rakamı veriliyor.) kişi olduğu tesbit edilmiştir.(Kemal Özcan, s.57,64,83 Kırım’dan sürülenleri sayısı için s.65’deki Tablo- 4’e bknz.)

Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. (Ömer Kaya, Kırım Haber Ajansı makale, 16.05.2024)

SSCB İçişleri Halk Komiseri Leonid Beriya’nın 4 Temmuz 1944 tarihli açıklamasında Kırım Türklerinin tamamının gönderildikleri yerlere ulaştıkları, bunlardan 151.604 kişinin Özbekistan’a, 31.551 kişinin de 21 Mayıs 1944 tarihli Devlet Güvenlik Komitesi Kararnamesi gereği Rusya Federasyonu’nun çeşitli bölgelerine yerleştirildiği ifade edildi. (K.Özcan, s.83)

Kırım ve Kafkasya’daki işlerle görevli bir NKVD Subayı olan ve 1950 yılı başlarında Batı Almanya’ya kaçan Grigori Burlitsky, 1952’de sürgün olaylarını bütün tafsilatıyla anlatmıştır. (A.Fisher, s.236)

19 Temmuz 1944: Sovyet yetkilerinin, operasyonun başarıyla tamamlanmasından büyük memnuniyet duydukları 19 Temmuz 1944’te bu “başarının” şerefine düzenledikleri büyük bir kutlama töreniyle belli olmaktadır. Bu tören esnasında, bu operasyonda görev alanlara çeşitle madalya ve nişanlar verilmişti. Tören büyük bir coşku ile devam ederken, Kobulov‘a ulaşan bir haber, henüz Kırım Türklerinin tamamen bölgeden çıkarılamadığını, dolayısıyla operasyonunun tamamlanmadığını duyurmuştu. Azak Denizi ile Sivaş arasında yer alan ve halkı balıkçılık ile tuz üretiminde çalışan Arabat köyündeki Kırım Türk halkının sürgün edilmesi unutulmuştu. Böyle bir unutkanlığın yaşanması ve bunun sürgün operasyonunun tamamlanması şerefine tertip edilen bir kutlamada duyulması Kobulov’u oldukça rahatsız etmiş olmalı ki, iki saat içinde orada tek bir Kırım Türkünün kalmaması yönünde adamlarına emir vermişti. Kırım Türklerinin taşıyan yük katarlarının çoktan yola çıkmış olması, bu köy halkının onlara yetiştirilmesini imkansız kılmıştı. Bunun üzerine Arabat’taki bütün Kırım Türkleri büyük ve eski bir gemiye bindirilerek hepsi mahzene kapatıldılar. Daha sonra gemiyi denizin en derin yerine getirip ambar kapaklarını açarak gemiyi içindeki insanlarla birlikte batırdılar. Bu faciadan sağ kurtulan tek bir kişi bile olmamıştı. Arabat’ın da Kırım Türklerinden arındırılmasının ardından Kobulov, nihayet Kırım’ın Türklerden “tamamen” temizlendiğini (Notum: Avni Özgürel bir yazısında öldürülenleri sayısını 150 olarak veriyor.) belirten raporunu ilgili makamlara iletebilmişti . (K. Özcan, s.58)

2001 yılında vefat eden Mihail Blohin, ölmeden önce, komşusu, Karasubazar  Rayonu Argın köyünde yaşamakta olan İbrahim Kurtosman’a anlatmış, olay, Kırım’da çıkan Yanı Dünya gazetesinin 30 Haziran 2001 günü 7’nci sayfasında yayınlanmıştır. “Komşunun acı hikayesi” adı altında  kaleme alınan, 57 yıl önce yaşadığı olayı, Mihail şöyle anlatmıştır: “Şimdi sana anlatacağım olayı, bütün ömrüm boyu yüreğimde saklayıp geldim, fakat artık dayanamayacağım. O zaman biz komsomollara (genç komünistler) gördüklerimizi kimseye söylemememiz için yemin ettirdiler. …Yemin ettik ve yarım asırdan beri yeminimi bozmadım, fakat artık gücüm kalmadı, çünkü bir ömür vicdanım sızlayarak bu olayı içimde sakladım. 1944 senesinin yazı idi. Bizim ailemiz Azak Denizi boyunda bulunan Seyit-Cuğut köyünde yaşıyordu. Köyümüz ise, bir liman ile ikiye bölünmüş Kırım Tatar Seyit-Cuğut’u ve Rus Seyit-Cuğut’undan ibaretti. Tatarlar sürgün edildikten sonra, Tatar Seyit-Cuğut’una adeta ölüm sessizliği çöktü. Akşam üzeri köyün bütün komsomollarını köy idaresi binasının önüne topladılar ve ertesi günü kazadan gelecek yetkililerin bizimle bir toplantı yapacaklarını ilan ettiler. Sabahleyin ilan edilen yerde bütün komsomollar toplandık. Orada bir üniformalı yetkili, biz gençlere bir konuşma yaparak, gençlerin devlete sadakat göstermeleri ve bunun bir borç ve görev olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Devlet idaresine karşı gelip devleti çirkefleştirmeye gayret edenlerle mücadele etmemizi söyleyerek, Almanlarla işbirliği yapan Tatarlara karşı nefret beslememiz gerektiğini söyledi. Sonra bizleri kamyonlara doldurup Azak Denizi’nin kıyısına getirdiler. Biraz ilerde buldozerler çalışıyor ve hendekler kazıyordu. Sahil ölülerle doluydu, sahile yakın kesimde ise su üstünde cesetler, hafif dalgalarla sallanıyordu. Bize bu gördüğümüz vahşetin nedenlerini anlatmaya çalıştılar. Meğer, Arabat geçidinden çok şiddetli dalgalar geçmiş ve o azgın sular birkaç köyü yerle bir etmiş, evleri yıkmış ve insanları da boğmuşmuş. Buna pek inanan olmadı ama, kimse de sesini çıkartamadı, zira hepimiz korktuk.” (Maksudoğlu,s.97)

12 Ağustos 1944:Devlet Güvenlik Komitesi tarafından, Kırım’dan sürgün edilenlerin yerine Rusya ve Ukrayna’dan kolhoz işçilerinin getirilerek yerleştirilmelerinin kabul edilmesi.(K. Özcan, s.76)

18 Ağustos 1944: Devlet Güvenlik Komitesi’nin 12 Ağustos 1944 tarihli kararnamesi doğrultusunda Kırım Halk Komiserleri Sovyeti ve KP Bölge Komitesi de 18 Ağustos’ta çıkardığı bir kararla, Kırım’ın verimli topraklarının, bağ ve bahçelerinin iskan ve ihya edilmesini, bu amaçla Rusya Federasyonu ile Ukrayna’dan kolhoz işçilerinin Kırım’a göç ettirilmelerinin gerekli olduğunu beyan etmişti. (K.Özcan, s.76)

1944’te Sovyet yetkilileri, Kırım Tatar mirasını ortadan kaldırmak için başka önlemler de almıştı. Sürgünlerin ardından Tatar kökenli yer adlarının yüzde 80’inden fazlası Rus isimleriyle değiştirildiğinde, Bahçesaray, Canköy,İşun, Saki ve Sudak gibi büyük şehirler istisna teşkil ediyordu. (M.Melvin, s.664)

1 Ekim 1944: Özbekistan’daki kolhozlara 18.881, sovhozlara 7883 ve diğer işletmelere 10.527 ailenin yerleşimi yapıldı. (K.Özcan, s.86)

Kırım Türklerinin sürgün bölgesindeki ölüm oranları: Kırım Türklerinin bölgelere göre ölüm oranları tesbit edilmiş ve ortaya hiç de azımsanmayacak bir tablo çıkmıştı. Buna göre, Taşkent’te kaydedilen ölüm oranı %41 iken, Semerkant’ta %54,7, Andican’da %46,1, Angren’de %56,2, Gülistan’da %53,5, Mirzaçul’da %80’lere kadar ulaşmıştı. (K.Özcan,s.95)

Faydalanılan Kaynaklar

1.Edige Kırımal: Kırım Türklerinin Milli Mücadelesi (1917-1918), Ötüken Neşriyat

2.Kemal Özcan: Vatana Dönüş, Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi (1944-1991), Tarih ve Tabiat Vakfı

3.Müstecip Ülküsal: Dobruca ve Türkler, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü

4.Mungo Melvin, Sivastopol Savaşları, Kastaş Yayınları

5.Kırım Haber Ajansı

6.Halil Burak Sakal, Bir Başka Dünya Savaşı-İkinci Dünya Savaşı Sırasında Almanya Tarafında Savaşan Türkistanlılar (1941-1945) -Ötüken Yayını

7.Alan Fisher- Kırım Tatarları

8.Mehmed Maksudoğlu- Kırım Türkleri

İlginizi Çekebilir

Çocukların Gözünde 1943-1944 Kırım Tatar, Karaçay ve Balkar Sürgünü

Svetlana Çervonnaya Türklerin Çağdaş Edebiyatı ve Sanatında Çocuk Hatıraları: Prof. Dr. Svetlana TCHERVONNAİA Rusçadan Çeviren: …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.