Başlangıç / Kültür & Sanat / Edebiyat / 3 – Tercüman Dönemi Kırım Türk Edebiyatı

3 – Tercüman Dönemi Kırım Türk Edebiyatı

Zühal YÜKSEL

Rusların Kırım’ı ilhakıyla durgunluk dönemine giren Kırım Edebiyatı, XIX. asrın ikinci yarısından itibaren canlanmaya başlar. Canlanma hareketini Abdurrahman Kırım Hace ve Abdurrefî Bodanski gibi yazar ve eğitimciler başlatmıştır. Bu şahıslar, medreselerde dinî eğitimin yanısıra, diğer derslerin de okutulması için gayret göstermişlerdir. Rusça ve ana dilin öğrenilmesine de önem veren bu aydınlar Rusça – Kırım Tatarca, Kırım – Tatarca – Rusça sözlükler hazırlamışlardır. Abdurrahman Kırım Hace’nin “Konuşma Kitabı”nın ilk baskısı 1850 yılında, II. baskısı 1853 yılında Kazan’da yapılmıştır. Abdurrefi Bodanski’nin lügati ise 1873 yılında Odessa’da neşredilmiştir.

XIX. asrın son çeyreğinde başlayan bu çalışmalar, Kırım edebiyatının gelişmesine ve başarılı yazarların meydana çıkmasına sebep olmuştur. Akyar muharebesinden sonra edebî ve ilmî çalışmalar,İsmail Gaspıralı ve Hasan Nuri gibi geniş ve derin malumat sahibi olan aydınlar tarafından devam ettirilir. Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi bilen Hasan Nuri, İsmail Gaspıralı’ya halkı aydınlatması için gazete çıkarmayı teklif eder. Gaspıralı bu dönemde İstanbul, Paris ve Moskova’da tahsilini tamamlamış, “Tonguç” gazetesini çıkararak tecrübe sahibi olmuş bir aydındır. Hasan Nuri ile Gaspıralı pek çok resmî engellemelere ve zorluklara rağmen “Tercüman” gazetesini çıkarırlar.

“Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla çıkarılmaya başlanan “Tercüman”, Rusya’da Türkçe neşredilen ilk gazetedir. Bu gazetenin ilk sayısı, Kırım’ın Rusya’ya ilhakının 100. yılına rastlayan 1883 yılının 10 Nisan günü Bahçesaray‘da çıkarılmıştır.

Halkı aydınlatmayı ve halk arasında dayanışma sağlamayı amaç edinen İsmet Bey, dil konusunu bütün sosyal sahalardaki gelişmenin temeli olarak görmüştür. Bütün Türk boylarının sosyal, siyasî ve iktisadî konularda birlik içinde olmasına çalışan Gaspıralı’ya göre dil konusu sadece Kırım halkının değil, bütün Türk dünyasının reformu şeklinde olmalıdır. Kırım’ın istiklaline sahip olduğu dönemlerden beri gerekliliğine inanılan ve çalışmalar yapılan dilde birlik fikrine İsmail Bey, hareket getirmiştir.

İsmail Gaspıralı, günlük konuşma dili ve halk edebiyatı üzerinde çalışarak ve dildeki yabancı unsurları temizleyerek bütün Türklere şamil bir edebî dil meydana getirmeye gayret göstermiştir. Bu dilin yalnız alimlerin değil, İstanbul’dan Çin’e kadar her Türk’ün anlayacağı şekilde olmasına çalışmıştır. Gaspıralı dilde sadelik fikrini savunurken, Türkçe karşılığı olmadığı durumlarda Avrupa dillerinden kelime almaktan sakınmamıştır.

Tercüman gazetesi ve yaşadığı müddetçe İsmail Bey’in etrafında toplanan şair düşünür ve yazarlar, bir çok eser yazıp çeviriler yapmışlar; Rus ve Şark edebiyatı klasiklerini Kırımlılara tanıtmışlardır. Puşkin’in, Tolstoy’un, Turgenyev’in, Çehov’un, Nevaî’nin, Nizami’nin eserleri Kırım Türkçesine çevrilip Tercüman’da basılmıştır. Bu dönemde yazılan bütün eserler ya Tercüman’da tefrika edilmiş veya kitap olarak neşredilmiştir.

Kırk yıl kadar devam eden bu devre edebiyatına Tercüman Edebiyatı” (1883 – 1916) denilebilir, İsmail Gaspıralı bütün başarısızlıkların, felaketlerin sebebinin cahillik olduğuna inanır. Bu yüzden hareke ve noktaları kullanarak Arap alfabesinin düzenlenmeye gidilmesi gerektiğini savunur. Bu yeniliklerle, çıkardığı kitap ve gazetelerle okur yazar sayısını arttırmayı hedef almıştır.

İsmail Bey bir bakıma eskinin moralist mutasavvıflarına benzer. Yalnız Tercüman sufîlerinin diğerlerinden farkı, sufîlerin din ve kitaba sarılmayı telkin etmesine karşılık, İsmail Bey ve arkadaşlarının “ilim ve irfan’a sarılmayı telkin etmesidir.

Tercüman edebiyatı ve Tercüman koleksiyonu yalnız Kırım’da değil, Mısır’dan Kaşgar’a kadar bütün Türk aleminde millî uyanış hareketlerini, Türk medeniyetinin gelişmesini öğrenmek için en büyük kaynaklardan biri olmuştur.

İsmail Gaspıralı Bey’in Tercüman’da çıkan politik yazılarının yanında “Kadınlar Ülkesi”, “Arslan Kız”, “Gündoğdu” gibi hikayeleri de tefrika edilmiştir.

Osman Akçokraklı’nın “Nenkecan Hanım Türbesi” ve “Kırım Goncaları” adlı hikayeleri ile Abdullah Özenbaşlı’nın “Olacağa Çare Olmaz” adlı oyunu da bu dönemde yazılmıştır.


Kaynak: Türk Dünyası El Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 1992

İlginizi Çekebilir

Mehmet Niyazi

Kırım Tatar şair, öğretmen, gazeteci. (Aşçılar, 1878 – Mecidiye, 30 Kasım 1931)   Romanya Türk …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.