Mehmet Niyazi

Kırım Tatar şair, öğretmen, gazeteci. (Aşçılar, 1878 – Mecidiye, 30 Kasım 1931)

 

Romanya Türk Edebiyatının en önemli temsilcisidir. Ataları Kırım’dan gelen şair, 1878’de Mangalya’ya bağlı Aşçılar (Vânători) köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde tamamladıktan sonra, ailesiyle birlikte İstanbul’a gitti. Dârü’l-Muallim’de iyi bir eğitim gördü. Meşrutiyet’e geçiş yıllarına rastlayan bu dönemde, o da İttihatçıların ideâllerini benimsedi. Okulunu bitirir bitirmez, 1898’de idealist bir öğretmen olarak ata yurdu Kırım’a gitti. Çar idaresinin takibi üzerine bir yıl sonra İstanbul’a geri dönmek zorunda kaldı. Buna rağmen hiç yılmadı, her fırsatta Kırım’a koştu, fakat aynı sebeplerden dönmek zorunda kaldı. 1904’te, İstanbul’dan doğduğu yere yani Romanya’ya döndü. Ömrünün kalan kısmını Köstence Türk Rüştiyesi ve Mecidiye Müslüman Semineri’nde öğretmenlik ve müdürlükle geçirdi. Köstence’nin tanınmış ailelerinden Şefika Hanımla evliliğinden, dört çocuğu oldu; bunlardan üçü kendisinden önce vefat etti. Bu, onun hastalığını daha da arttırdı ve en olgun döneminde 1931 yılında elli üç yaşında öldü. Mezarı Mecidiye’dedir. Soydaşları, kendisi için bir anıt mezar yaptırmış, mezar taşına da Kırım haritasıyla Hafız Aşkî Özkırım’ın onun için yazdığı bir dörtlük kazımışlardır. Ülküsal, Mehmet Niyazi’nin son derece fırtınalı geçen hayatına karşılık, onun alçak gönüllü, ihtirassız bir kişiliğe sahip olduğunu söyler (Ülküsal, 1987:206).

Mehmet Niyazi, hayatı boyunca çektiği zorluklara karşılık, şiirleri, yazı ve konferansları ile kendisini Dobruca Türklerini aydınlatmaya, onlara yeni bir ruh vermeye adamış, hayatı boyunca Türklük ve Kırım davası için uğraşmış bir idealisttir. Esaret altında yaşayan halkının acılarını en derinden hissetmiş, nereden geldiğini, ne yapması gerektiğini bilmeyen Dobruca Tatar Türklerine bir rehber olmuş, onlara “Yeşil Ada” (Kırım) sevgisini aşılamaya çalışmıştır. Romanya’nın birliğine her zaman sadakatle bağlı olan M. Niyazi, gözünü ana vatandan da ayırmamış, şiirlerinde Osmanlı’nın geçmiş günlerine duyduğu özlemi dile getirmiştir.

Mehmet Niyazi’nin şiir ve nesirlerinin bir kısmı, İthâfât (Kader Matb. İst. 1330/1912), Sagış (Pazarcık, 1931) adı altında yayımlanmıştır. Onun Kök Kitap (İst. 1919) adlı bir şiir kitabının daha olduğu söylenmektedir. (Mahmut, 1996:659). Ölümünden sonra, Kırım’la ilgili şiirleri Kırım Şiirleri adıyla basılmıştır. (Emel Matb. Köstence 1935). Dobruca Sadası, Teşvik, Işık gazeteleriyle Mektep ve Aile dergisini bizzat çıkaran şairin, gerek Romanya gerekse Türkiye’de çıkan periyodiklerde de birçok makalesi ve şiiri yayımlanmıştır, İthâfât, 1905-1911 yılları arasında İstanbul Türkçesiyle yazdığı, Romanya ve Türk dünyasının bazı önemli şahsiyetlerine ithaf ettiği şiirleriyle, bazı nesirlerini içermektedir. Özlem anlamındaki Sagış ise, Tatar Türkçesiyle yazılmış on beş şiirden oluşmaktadır.

Mehmet Niyazi’nin başlıca amacı, Dobruca Türklerini, ilim, medeniyet ve maârif yolunda kalkındırmaktır. Medeniyet değiştirmek ise zihniyet değişimiyle mümkündür. Zihniyet değişimi için de
eğitim gerekmektedir. Bunun bilincinde olan şair, Dobruca Türklerinden, ilmi rehber edinmelerini, cehaletten kurtulup medenî bir toplum hâline gelmelerini ister.

Şiirlerinde, tamamıyla sosyal fayda prensibini ön plânda tutan şair, estetik kaygı içinde değildir. “Hiç bir kıymet-i ilmî ve edebiyyeyi hâiz olmayan” şiirlerini, “büyük Turan’ın mümtaz bir kıtası olan Kırım’a halâs bir Türk kalbinden kopan” parçalar olarak görür (Vuap-Mokanu, 1995:112-113).

Mehmet Niyazi, kendisini, yurtsuz kalan yetim bir çocuk olarak görür. Onun şiirlerinde en çok üzerinde durduğu tema vatan hasretidir. Kırım’ı, tabiattan toplanılan bir demet çiçeğe benzetir; fakat orası, üzerine baykuşlar konan bir viraneliğe dönmüştür. O, öz yurdunda garip kalan soydaşlarını düşündükçe kahrolur. Mehmet Niyazi, Kırım Tatarcasıyla yazdığı şiirlerini genellikle hece ve dörtlüklerle yazmıştır. Şiirlerinde aslî unsur fikirdir. Lirizm yönünden zayıf olan şiirlerde, güçlü bir hitabet üslûbu hâkimdir. Gazi Giray Han’ın bir koşmasına yazdığı naziresiyle, Kırım Tatar lehçesiyle yazdığı dörtlüğü, onun dile vukufunu göstermektedir.

Mehmet Niyazi’nin, aruz vezniyle yazdığı kaside, gazel, terkib-i bent gibi şiirleri, onun klâsik şiir kültürüne de vukufunu göstermektedir. Bunlar, şekil olarak eski olmakla birlikte içerik bakımından eskiden farklıdır.

Mehmet Niyazi, gerek sosyal, gerekse edebî alanda Dobruca Türkleri arasında derin izler bırakmış bir şahsiyettir. Romanya Türkleri Edebiyatı’nın doğuşu ve gelişiminde onun rolü büyük olmuştur.

 

Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antoloji (Nesir-Nazım), Romanya ve Gagavuz Türk Edebiyatı, Kültür Bakanlığı, Ankara 1999,

İlginizi Çekebilir

KIRIM’A VUSLAT

KIRIM’A VUSLAT   Emine PEKER ŞANSAL Roma’da bir otel odasında korkularıyla baş başa bir adam. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.