KIRIM’IN İSTİKLAL MÜCADELESİNİN ÖNCÜLERİNDEN SERVER TRUPÇU
Ömer ÖZCAN
Tarihi Türk yurdu Kırım’ın yeniden bağımsızlığını kazanması için yürütülen mücadelede Cafer Seydahmet Kırımer’in çevresinde toplanan gençler arasında yer alanlardan biride Server Trupçu’dur. Onunla ilgili kayıtlarda soyadının farklı biçimde yazıldığı görülüyor. Yüksek öğrenim için yurt dışına çıkmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce verilen 11.11.1937 tarih ve 4213 sayılı pasaportta soyadı ‘Turpçu’ olarak yazılmıştır.
Server Trupçu , I. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde 10 Kasım 1914’te Kırım’ın Akmescit şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası S.A. Ali Bey ve annesi Azize Hanımdır. Üç kardeşin büyükleri Server, ortanca Mürşide, küçükleri Nuriye’dir. İlk ve orta öğrenimini Kırım’da tamamlamıştır. Sovyet rejiminin Kırım’daki uygulamaları üzerine çok sevdikleri memleketlerini terk etmek mecburiyetinde bırakmış, ailece 1934 yılında Kırım’dan İstanbul’a göç etmişlerdir. Onlar kalabalık bir grup içinde gelmeleri basına yan sımıştır.[1] Server Trupçu, Milli Eğitim Bakanlığı’na verdiği 17. 6.1940 tarihli dilekçesindeki açıklamasına göre Kırım Rus Lisesi’nden diploma almıştır. Babası Ali Trupçu Sirkeci’de bulunan Osmaniye Oteli’nde berberlik yaparak hayatını kazanmıştır.[2] Ortanca kardeşi Mürşide (Akmescit,1919-Ankara,2003), 1940’ ta Cafer Ortalan[3] ile evlenmiş ve iki kızı olmuştur: Sumru Timuçin (d.1945) ile Sezgin Baltacıoğlu (d.1947). En küçük kardeşi Nuriye Karakaya (d.1926), Ahmet Karakaya ile evlenmiştir. Ahmet Karakaya 1914’te Eskişehir-Sivrihisar’da doğmuştur. Ailesi Kırım’dan göç edip Karakaya köyüne yerleşmiştir . 1937’de Eskişehir Lisesi’nden, 1941’de Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur.1941’de Mali ye Bakanlığı’nda başladığı memuriyet hayatının basamaklarını çıkarak Gelirler Genel Müdürlüğü’nün değişik kademelerinde çalışmış 1969’ da tayin edildiği Vergiler Temyiz Komisyonu 5.Daire Başkanlığı’ndan 1974’te emekli olmuştur. Zühre Tünay (d. 1949) ve Turan Karakaya (d.1954) isimlerinde iki çocuk sahibi olmuştur. Turan Karakaya, Danıştay’dan emekli olmuştur. Karakaya, mesleki çalışmaları yanında milli meselelerle de ilgilenmiştir. Müstecip Ülküsal’ın 1940 yılında Türkiye’ye göç etme kararı üzerine neşriyatını durdurduğu Emel’i yıllar sonra yeniden yayın hayatına döndürerek Kırım’ın bağımsızlığını kazanması için yürütülen mücadelenin sözcülüğünü üstlenmesi için Ankara’da yürütülen çalışmalara katılmıştır. Arkadaşları ile Emel’in yılda 6 sayı neşredilmesine yetecek, bir yıllık masrafını karşılamak üzere para biriktirmeye başlamışlardır. Müstecip Ülküsal’a yazdığı 25.9.1960 tarihli mektupla bu düşüncelerinden haberdar ederek imtiyaz sahipliğini üstlenmesini teklif etmiştir.[4] Cafer Seydahmet Kırımer’in 3 Nisan 1960’ta vefat etmesinin, Karakaya ve arkadaşlarının Emel’in yeniden neşretmeye karar vermelerinde etkisinin olup olmadığını bilmiyoruz. Düşünce kısa sürede fiiliyata dönüşerek Emel ,Kasım 1960’ta Niyazi Kırımman’ın sahipliği, Hüsamettin Korkut’un yazı işleri müdürlüğü ile 11 sayı Ankara’da neşredilmiştir. Dergiyi İsmail Otar sahip, Ferit Erdem Boray yazı işleri müdürü olarak Eylül 1962 tarihli 12. sayıdan itibaren İstanbul’da çıkarmaya başlamışlardır. Ahmet Karakaya açık ve müstear imzası ile Emel’de çok sayıda yazı neşretmiş, 29.7.1988’de Ankara ’da vefat etmiştir.
Cafer Seydahmet Kırımer, 1930 yılında Pazarcık’ta serbest avukat olarak çalışan Müstecip Ülküsal tarafından çıkarılan Emel mecmuasını Kırım için yürütülen siyasi mücadelenin yayın organı haline getirmiş, Polonya hükümeti ve onun denetiminde bulunan Promete teşkilatı yöneticileri ile kurduğu iyi ilişkilerle derginin finansmanını temin etmişti. Kırımer ayrıca yürütülecek mücadelenin siyasi kadrolarını hazırlamak üzere Türkiye’de yaşamakta olan Kırım menşeli gençlerden bazılarının lisans ve lisansüstü eğitim yapmaları için Polonya hükümetinden burs temin etmiştir. Abdullah Zihni Soysal, İbrahim Şükrü Otar, Selim Ortay[5],Sabri Arıkan ile birlikte Server Trupçu’da bu imkândan istifade ederek 1937 yılında Polonya’ya giderek o tarihte bu ülkenin egemenliğinde olan Vilno Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenim görmüştür. [6]Vilno’da sayıları fazla olmamakla birlikte kenetlenmiş ve kültürel bakım dan ayakta durmaya gayret eden bir küçük bir Tatar ve Karaim kolonisi bulunuyordu. Türkiye’den eğitim için gelen öğrencilerin desteği ile Vilno’da 22 Şubat 1937’de ‘Genç Tatarlar Cemiyeti’ açılmıştır. Cemiyetin reisliğini Edige Kırımal yapmıştır.[7] Kırımal açılış merasiminde ilk konuşmayı yaparak Polonya’nın muhtelif bölgelerinden gelen misafirleri selamlamıştır. Daha sonra Vilno Tatarları Kültür Cemi yeti reisi konuşmuştur. Kırımal’ın teklifi kabul edilerek Kırım milli hareketinin önderi Cafer Seydahmet Kırımer cemiyetin ilk fahri azası yapılmış, kendisine gıyabında fahri azalık diploması verilmiştir. Kırımlı gençler adına İbrahim Otar konuşmuş, Dr. Abdullah Zihni Soysal kısa bir konferans vermiştir.[8]
Varşova’da bir yıl lehçe kursuna devam ettikten sonra 1938-1939 öğretim yılında 951 numaralı öğrenci olarak fakülteye yazılmıştır. Çocuklarında muhafaza edilen öğrenci karnesinde aldığı dersler, öğretim üyelerinin isimleri ve sömestr sonunda aldığı devam imzaları bulunmaktadır. Savaşın başlaması ve okulunun kapatılması üzerine Türkiye’ye dönmüştür.[9] Türkiye’ye dönüşünde Milli Eğitim Bakanlığı’na verdiği 13.2.1940 tarihli dilekçede savaş sebebiyle okulunu tek ettiğinden tahsil derecesinin tespit edilmesini istemiştir. Talim ve Terbiye Kurulu 28.3.1940 tarihli yazı ile okuldan aldığı tahsil vesikasının gönderilmesini talep etmiştir. Trupçu, Bakanlığa verdiği 17.6.1940 tarihli dilekçede[10], harp sebebiyle okulundan öğrenim durumuna dair hiçbir vesika temin edemeden hatta Kırım Rus Lisesi’nden getirdiği diplomayı alamadan ayrılmak mecburiyetinde kaldığını belirtip, eğitime devam imkanının olmadığını ,askerlik hizmetini yaparak bir işe girebilmek için öğrenim durumunun tespit edilmesini talep etmiştir. Bakanlık 3.7. 1940 tarihli yazı ile daha önce Polonya Büyükelçiliğine gösterdiği vesikaların zaruri olduğunu belirtmiştir. Bakanlığın bu talebi üzerine 31.7.1940 tarihli yeni dilekçesinde vesika olarak takdim ettiği ‘İndeks’in dikkate alınmayarak denkliğinin tespit edilmediğini, ana yurda faydalı bir uzuv olarak yetişmek gayesiyle devlete yük olmaksızın, ancak kendi vesaiti ile okumuş olan ve okumak isteyen bir vatandaşa tahsile devam imkanının verilmesi hususunda lazım gelen muamelenin yapılmasını rica etmiştir. Bakanlık 16.10.1940 tarihli yazı ile vesika olarak ibraz edilen karne ve buna istinaden Polonya elçiliğinden alınan vesika ile lise tahsili yapmış bulunduğunun tespitine imkan bulunmadığı bildirilmiştir. Bakanlık 18. 7.1941 tarihli bir yazı ile İstanbul Maarif Müdürlüğü’ne Server Trupçu’nun eldeki vesikalara göre lise diplomasına sahip olduğunu tespite imkan olmadığını bildirerek eski kararın da ısrar etmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, öğrenim denkliğiyle ilgili işlemler sırasında öğrenci karnesinin kapağına kırmızı mürekkepli ’16.10.1940 tarih,2/3692 sayılı ‘ derecesinin tayini için Maarif Vekilliğince görüldü’ bir kaşe vurulmuştur. Denklik tespite yetkili Talim ve Terbiye Kurulu bu konuda başlangıçtan itibaren çok ilkeli hareket etmiş, mevzuatının dışında emsal gösterilecek hiç bir karar almamıştır. Bu ilke sadece II. Dünya Savaşı sonunda 1948’de Avrupa’dan gelen sivil ve asker menşeli geçmişte Sovyet vatandaşı olan Türkler için esnetilmiş ve diploma gösteremeyenler mezun olduklarını alanlara göre, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim üyelerinden teşkil edilen komisyonlarca seviye tespit sınavına alınmışlardır. Trupçu’nun talihsizliği savaş sürdüğü, şehirler harap olduğu için Polonya’daki okulundan öğrenim durumu ile ilgili belge getirtememesidir. II. Dünya Savaşı’n da Polonya topraklarının bir kısmı Rusya ve Almanya arasında paylaşılmış, yurt dışına çıkarılan devlet hazine si İngiltere’ye götürülmüş ve burada bir hükümet kurulmuştu.
Server Bey, 1946 yılında Mukaddes Hanımla evlenmiş, Cihannur Öker, Hasan ve Ayşegül Trupçu adlarında üç çocuk sahibi olmuştur. Ali, Murat Trupçu ve Mukaddes Özge Öker isimli torunları vardır. Köstence’nin Karatay köyünden merhum Akif ve Hatice Tezcan’ın kızları, yüksek tahsilli, 1925 doğumlu Mukaddes Hanım 22.7.1976 günü Ayvalık yolunda iken geçirdiği trafik kazasında vefat etmiştir.[11] Server Trupçu’nun kayınpederi Akif Tezcan, dedesi Abdurrezzak’ın 1954 Akyar (Sivastapol) savaşından sonra Kırım’dan Romanya Dobruca’ya göç ederek yerleştiği Köstence’nin Karatay köyünde doğmuştur. İlk tahsilini köyünde yapmış, İstanbul’a gelerek yazıldığı Vefa İdadi’sinden mezun olmuştur. 1914 yılında memleketine döndüğünde savaşın başlaması üzerine askere alındığı için yüksek tahsil yapamamıştır. Askerliği devam ederken birçok eğitimli arkadaşı gibi Kırım’a gitmiş, milli hükümet döneminde Bahçesaray’daki Zincirli Medresesi’ne öğretmen olarak tayin edilmiştir. Bolşeviklerin iktidara geçmesi üzerine Dobruca’ya dönmüş Hacıoğlupazarcık’ta ilkokul öğretmenliği yapmıştır. 1923’te köyüne dönerek çiftçilik yapmış, 1924’te Hanife Hanım’la evlenmiş, üç kız bir erkek çocuğu olmuştur. 1943’te Türkiye’ye gelerek İstanbul’da yaşamış 5.12.1971’de vefat etmiştir.[12] Server Trupçu’nun Köstence doğumlu, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu ve kamuda üst görevlerde bulunan, şair bacanağı Yahya Benekay (1925-1997)’ın inceleme ve gezi kitapları vardır. Kayınbiraderi Turan Tezcan, 2.1.2019 tarihinde vefat etmiştir.[13]
Çok duygusal olduğu için acılarını, üzüntülerini mısralara dökerek şiirle ifade edebilmiştir. Şiirleri Kırım lehçesiyle yazılmıştır. Çok gözyaşı, hasret, mutsuzluk, haksızlık yaşadığı çocuklarına ilkeli, kurallı, disiplinli bir hayatı önermiştir. Çocukluk ve gençlik döneminde gördüğü şiddet ve baskıya karşı olduğundan çevresine ‘hayatta engelleri aşabilmek için hep dengeli olmayı’ telkin etmiştir.
Bütün hayatını Kırım’ın Rus boyunduruğundan kurtularak yeniden bağımsızlığına kavuşmasına adamış, bu yolda çaba sarfetmiştir. Eniştesi Cafer Ortalan, Ocak 1957’den itibaren II.Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye gelen muhacirlerden Mehmet Muhittin Sevdiyar’ın desteği ile Kırım dergisini çıkarmaya başlamıştır. Dergi, Kırım Milli Merkezi ile ilişkili değildir. Amerika’da bulunan Halil İnalcık, mektubun da derginin siyasi konumunu sormuştur.[14] Kırımer’in günlüğünde dergi konusu oldukça fazla yer almıştır. Kırımer, derginin ikinci sayısında Çelebi Cihan hakkında yazılan makalede tarihi olayların ve kendi sinin rolünün kasten sükutla geçiştirildiğini görünce, hakkında bozuk niyetlerinin olduğunda tereddüte yer kalmadığını, bilhassa Mustafa Kurtiyef’in iştirakinin büsbütün şüpheleri kuvvetlendirdiğini günlüğüne not etmiştir.[15] Kırımer, 5 Haziran 1957 tarihinde ziyaretine gelen Cafer Kurtalan’a dergiyi çıkarırken kendisiyle konuşmamalarının doğru olmadığını , başkasına söylememek şartıyla Kurtiyef hakkında ki şüphelerini söylemiştir.[16] Dergi Eylül-Aralık 1957 tarihli sayısında neşriyatını durdurmuştur. Kırım dergisi Temmuz 1960’tan itibaren yeniden çıkmış, Kırım Milli Merkezi’nin karşısında, kuruluş yıllarının daha eskilere dayandığı ileri sürülen Şevki Bektöre’nin reisliğini yaptığı ‘Kırım Türkleri Milli Merkezi’nin varlığını kamuoyuna duyurmuştur. Gelişmeleri bilen tanıklarından sağ kalan olmadığı için teyit etme imkanımız olmamakla birlikte Server Trupçu, Kırımer’e yakınlığı sebebiyle Kırım’ın neşir faaliyetine yazı veya şiirleriyle katkıda bulunmadığı söylenebilir. 1960’ta Ankara’da yeniden yayın hayatına dönen Emel’e çok sayıda yazı katkısı yapan Ahmet Karakaya için de aynı şeyler söylenebilir. Zaten dergi uzun ömürlü olmayarak kapanmıştır.
Emel’de yayınlanan şiirlerinde vatana duyduğu özlemi lirik ve pastoral bir üslupla dile getirmiştir. Dikkati çeken bir husus 1960 yılından itibaren neşredilen Emel’den başlangıçta uzak durması ve ilk şiirini 1972’de göndermesidir.[17] Bazı nesir yazıları da bulunmaktadır. [18] Eşref Şemizade’nin gönderdiği manzumelerden yararlanarak Aşık Ömer’in hayatının biraz daha aydınlanmasını sağlamıştır. Onun ortaya koyduğu yeni bilgileri değerlendiren Prof.Dr. Şükrü Elçin Aşık Ömer hakkında 1987 yılında bir kitap neşretmiştir. Mülayim kişiliğine rağmen cemiyet çalışmalarına katılmış İstanbul Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin başkan yardımcılığını yapmıştır.[19]
Server Trupçu’nun Polonya’dan yakınlarına gönderdiği, kendisine gönderilen ve çocuklarının muhafaza ettikleri bazı kartpostalları Ali Y. Baltacıoğlu’nun nazik yardımı ile görmek mümkün oldu. Kart postalların kısa metinlerinden ailesi, dostları ve dönemin ortamı hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır.[20]
Sevgili Babacığım[21]
Hürmetle kollarınızdan ve gözlerinizden öperim. Biz Varşava’nın güzel bir caddesinin manzarasını size hatıra olarak gönderiyorum yakında adresim anlaşılacak. O zaman tafsilatlı bir mektupta yazacağım. Beni soracakların cümlesine ayrı ayrı selamlar. Allaha emanet bulunuz. Oğlunuz Server Ali T.
Güzel Kardeşim Mürşide ! Vilno 16.9.1938
Asret selamlarımla güzel gözçiklerinden öper Alladan sağlığınızı dilerim. Bundan iki ay evel arkadaşımla gönderdiğiniz mektubi iki gün evelisi aldım. Çok sağ olunuz. Slonim’den ve Vilno’ya geldikten sonra da size üzun mektubler yazmiştim cevap bekliyorum. Yazdığın mesleyi ne olduğunu eyi anlatıp yazda geldiğimde götüreyim. Çünki o kişi çoktan geri döndü. Babayin ve annemin ellerinden öperim. Nuriye’nin gözlerinden öperim. Alladan sağlığınızı dilerim. Allaga ısmarladım güzelim.
agabeyin Server Trupçu
Güzel Kardeşim Mürşide
Elâ gözlerinden defalarca öperek sevgi ve asretle dolu selamlarımı yolarken Köstence’den bir kücük mektup yazmiştim. Romanya’da on gün kaldık amma bütün vaktimiz yolarda köylerde müsamereler vermekle geçti .Kusura bakmayın bunu Varşova’dan yazıyorum daha kalacak yerim belli değil, Polonya’da bir çok yerlerde müsamereler vereceğiz sonra adresimle uzun tafsilatlı mektubler yazarım Doğan Server babamın ve anamin kollarından gözlerinden öperim Nuriye’nin gözlerinden öperim.
Doğan Server
Varşova Jozeeow 18.9.938 Sevgili Kardeşim Server ve Edige[22]
Her ikinizin de mektuplarına cevap vermiştim. Senin seyahatinden ihtiyacın olan mektubun için ne yapmak lâzım olduğunu Türkiye’ye yazmıştım. Benim mektubum kayboldu? Ne ise. Ben o mektuptan senatörü [23]benim şimdi bulmamın güçlüğünü yazmış ve birisinin doğrudan kendisine bir mektupla müracaat ederek vaziyeti izahtan sonra dileğinizi bildirip cevabınızı beklediğinizi yazmanınızın muvafık olacağını kaydetmiştim. Çünkü burada halline çalışmış olsak birkaç defa Varşova’ya gitmek lâzımdır. Benim ise kıpırdayacak vaktim yoktur. Herhalde mektuplarınızı hal itmeniz çok iyi olurdu.
Sabri’den[24] şimdi mektup aldım. Menim kardeşim Şevket’te[25] Berlin’dedir. Dört ay kadar kalacaktır. Onunla buluşmuşlar, yerleşmiş, derslere başlamış. Romanya’dan maalesef bir haber alamadım. Belki bu günlerde gelir. Abdullah Akay’ı[26] yakında bekliyorum. Varşova’da ne olup geçtiğine dair hiç bir malumatım yoktur. Çünkü kimseyle görüşmüyorum. Server, sen ne yapıyorsun Lisanın ilerledi mi Edige nasıl sıhhatleri yerinde mi. Sizleri epey göreceğimiz geldi. İnşaallah imtihandan sonra . İ.Otar[27]
[1] Kırım’dan başlayan muhaceret artıyor.2500 ırktaş anavatana yerleşmek istiyor.13 aile 64 kişi geldi.16 aile 80 kişilik ikinci kafile sonra gelecek. Abdülhayır Osman gelen kafilenin reisidir. Cumhuriyet,29.12.1934,s.2
[2] İstanbul Sirkeci’deki Osmaniye Otelleri ve İzmir Askeri Kıraathanesi‘nin müsteciri olan Ömer Lütfi Bengu , İzmir’e Yunanlıların asker çıkardığı sırada cereyan eden hadiselere tanık olan bir şahsiyettir. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalinin başlaması sırasında Yunan askerine ilk kurşunu atanın kimliğini araştıran ‘Milli Mücadele’de Aydın’ kitabının yazarı Asaf Gökbel, o tarihte Askeri Otel ve Kıraathane’nin müsteciri olarak işyerinde bulunan Bengu’ dan mektup yazarak bilgi almıştır (Milli Mücadele’de Aydın, Aydın 1964, s.91-93).
[3] Cafer Ortalan (8.2.1913-Ankara,6.2.1998), Kırım’ın Karasubazar şehrine bağlı Ortalan Köyü’nde doğmuştur. Ak mescit Üniversitesi’nden ziraat mühendisliği tahsili yapmıştır. Stalin zamanında Türkiye pasaportlu olanların Kırım’dan çıkarılmaları üzerine ailesiyle 1935’te Türkiye’ye göç ederek İstanbul’a gelmiştir. İlk önceleri Malatya, Samsun ve İstanbul’da mesleki faaliyette bulunmuş, 1954’te Ankara Ziraat Fakültesi’nde görev almıştır. Daha sonra görevden ayrılarak iki kardeşi ile birlikte Ortalan şarapları imalathanesini kurmuştur.1955’te Ankara Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin kurucuları arasında yer almıştır.
[4] Av.Ünsal Aktaş, Emel’in İkinci Yolculuğu ve Sessiz Bir Vatan Hadimi: Ahmet Karakaya (1914-1918), Emel’imiz Kırım, sayı 47,Nisan-Mayıs-Haziran 2004,s.10-14
[5] Selim Ortay, (1908-13.5.1967), Polonya’da mühendislik tahsili yapmış, iki yıl çalışmıştır. Türkiye’de serbest ve kamuda görev yapmış, Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nde meslek dersleri öğretmeni olarak çalışmıştır. Hür riyet,15.5.1967,s.5
[6] Litvanya’nın başkenti Vilnius (Lehçe Vilno),1920-1939 yılları arasında Polonya’nın egemenliği altında kalmış, 1939’da II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Sovyetler ve Alman ordularının işgaline uğrayan Polonya’nın sınırları yeniden düzenlenmiştir.
[7] Edige Mustafa Kırımal (1911-1980),Bahçesaray’da Polonya/Litvanya kökenli tanınmış Sinkiewicz ailesinde doğ muştur.Akmescit’te Pedagoji Fakültesi’ne devam ederken takibata uğramış,1932’de Azerbaycan ve İran üzerin den Türkiye’ye gelip Cafer Seydahmet Kırımer’le tanışmıştır.Polonya’da bulunan amcasının yanına gidip Vilno’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okumuştur.1939’da İstanbul’a gelmiş,1941’de Kırım ile ilgilenmek üzere Almanya’ ya gönderilmiş ve vefatına kadar burada yaşamıştır.Sovyetler Birliğini Öğrenme Enstitüsü’nün Münih’te Türkçe çıkardığı Dergi’nin sorumlu müdürlüğünü yapmıştır.
[8] Vilno’da Genç Tatarlar Cemiyetinin Açılması, Emel, sayı 113, Nisan 1937, s.22-27.Cemiyetin açılması hakkında Abdullah Zihni’nin ,’Vilno da Yaş Tatarlar Cemiyeti’nin Açılması ‘ başlıklı kısa bir yazısı Berlin’de çıkan Yeni Milli Yol’un Mart 1937 tarihli 109.sayısının 33.sayfasında çıkmıştır.
[9] Server Trupçu vefat etti, Emel, sayı 147,Mart-Nisan 1985,s.47
[10] Ailesi İstanbul’da ikamet ettiği için Ankara’ya geldiğinde yazdığı dilekçelerde adres olarak Çankırı’da oturan Müstecip Ülküsal’ın kayınbiraderi Halil Beşev’in adresini vermiştir.
[11] Acı Bir Ölüm, Emel, sayı 95, Temmuz-Ağustos 1976, s.29
[12] Akif Tezcan, Emel, sayı 68, Ocak-Şubat 1972, s.37
[13] Hürriyet,3.1.2019
[14] İsmail Otar-Ömer Özcan,Cafer Seydahmet Kırımer’in Günlüğü,Ankara 2003,s.139
[15] Günlüğü,s.146
[16] Günlüğü,s.150
[17] S.Turpçu, Oylanma, Emel, sayı 70,Mayıs-Haziran 1972,s.23; Niçün ?,Emel, sayı 88,Mayıs-Haziran 1975,s.15; Kartlar, Emel, sayı 89,Temmuz-Ağustos 1975,s.20;Mustafa Cemilge, Emel, sayı 93,Mart-Nisan 1976,s.30;Yollar, Emel, sayı 104,Ocak-Şubat 1978,s.45;Könül,Emel,sayı 110,Ocak-Şubat 1979,s.40;Çongar Köyü, Emel,sayı 111,Mart-Ni san 1979,s.43;Küz-Oyları,Emel,sayı 147,Mart-Nisan 1985,s.23-24;
[18] 20.Yüzyılda Yaşayan Kırım Şairleri, Emel, sayı 90, Eylül-Ekim 1975,s.9-13.İmzasız neşredilen bu yazının Server Trupçu’ ya ait olduğu Emel’in 91 sayısının 10.sayfasında açıklanmıştır.; Kırımlı Aşık Ömer, Emel, sayı 91,Kasım-Aralık 1975 ,s.10-15; Kırım Şairlerinden : Canmuhammed, Emel, sayı 92,Ocak-Şubat 1976,s.15-20; İsmetiy (18 inci asrın sonları 19 uncu asrın 50 inci yılları), Emel, sayı 94,Mayıs-Haziran 1976,s.28-31;Eşmirza (1803-1883), Emel, sayı 96,Eylül-E kim 1976,s.17-20;Mehmet Nüzhet (1888-1933), Emel, sayı 97, Kasım-Aralık 1976,s.15-20;
[19] İstanbul’da Tepreş, Emel, sayı 89,Temmuz-Ağustos 1975,s.26-27
[20] Kartpostalların imlasına dokunulmamıştır.
[21] Kartpostal 29.10.1937’de gönderilmiştir
[22] Edige Kırımal
[23] Promete hareketine ilmi desteği Varşova’daki Şark Enstitüsü sağlıyordu. Enstitünün fahri başkanlığını Mareşal Pilsudski’nin yakın çalışma arkadaşlarından, siyasetçi senatör Stanislav Sedletski yürütüyordu. Polonya’nın işgali üzerine intihar etmiştir.
[24] Sabri Arıkan(1911-8.4.2013),Polonya’nın Poznan Üniversitesi’nde yüksek tahsil yapmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi’nde çalışmış, emekli olunca serbest ticaretle uğraşmıştır. Açık imzası ve M.Alaç müstearıyla makaleler yazmıştır.
[25]İsmail ve İbrahim Otar’ın kardeşleri olan Mahmut Şevket Otar(Bursa,1 Mart 1916-İstanbul,26 Mart 1976), İlk tahsilini Bursa’da, Orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde yapmıştır. Ankara Ziraat Fakültesi’ni bitirmiştir. Uzun memuriyet hayatından sonra Afrika’da Zambia’da tütün tarımı araştırmaları yapmıştır. Memlekete dönme hazır lığı yaparken vefat etmiştir. Emel, sayı 94,Mayıs-Haziran 1976,s.19
[26] Abdullah Zihni Soysal(1905-25.6.1983),Kırım’da doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü bitirmiştir. Polonya Krakow Üniversitesi’nde tarih doktorası yapmıştır. Varşova’da Promete teşkilatında görev almış, 1942’de milli işlerde çalışmak üzere gittiği Almanya’da uzun süre kalmıştır. Dönüşünde üniversiteye intisap etmemiş, ticaretle uğraşmıştır. Emel’de çok sayıda makalesi bulunmaktadır.
[27] İbrahim Otar(1913-18.2.1986),Varşova ve İstanbul Hukuk Fakültesi’nde okumuştur. Serbest avukat olarak çalışmıştır. Otar, Kırımer’in daha önce Türkistan Türk Gençler Birliği’nde verdiği bir konferansını, Emel’de tefrika edilen yazılarını ve 1931’de kaleme alıp hiçbir yerde neşredilmeyen notlarını ‘Mefkûre ve Türkçülük’ adı ile İstanbul ’da 1965’te kitap olarak yayınlamıştır.