Alupka

Vatan KIRIM

Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde Yalta bölgesinde Yalta‘dan 17 km, Akmescit‘ten 97 km, Akyar tren garından ise 75 km uzaklıkta 12.000 nüfuslu küçük ama güzel bir sahil kasabasıdır. (44°25’K – 34°03’D) Mishor’u geçtikten sonra inci dizisi gibi birbirini takip eden pek çok sayfiye yerinden biridir. Ay Petri dağının eteklerinde kurulmuş küçük bir kasabadır. Dar ve kıvrımlı sokaklarıyla Kırım’ın ilginç tarihi bölgelerinden biridir. Denize nazır muhteşem sarayları, villaları ve sağlık merkezleri vardır. Çam sakızı kokulu havası ile muhteşem bir tatil beldesidir.

Yalta’dan 27 no’lu otobüs ile 30-45 dakika kadar sürer. Otomobil ile 15-20 dakika kadardır.

Konu başlıkları

Ay Petri (Ai Petri) dağı

Kırım’ın en güzel zirvesidir. Kasabadan heybetli bir görünüşü vardır. Ay Petri dağına Mishor’dan 5 dakika kadar süren teleferikle çıkılabilmektedir. Zirvede küçük barlar ve restoranlar mevcuttur. Kırım’ın en yüksek zirvesi Roman Koş (1.545 m) olmasına rağmen turistler arasında en popüleri Ay Petri’dir. Dağın eteklerinde Yalta şehri ve inci taneleri gibi dizilmiş küçük tatil kasabalarının bulunması bu dağı daha da popüler yapmıştır. Ay Petri dağının eteklerindeki pek çok otel ve sanatoryum (tedavi maksatlı tatil merkezleri) her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır.

Kırım’ın güney sahilleri boyunca uzanan bu dağ silsilesi Yalta sahillerini kuzeyden gelen kışın soğuk, yazın yakıcı ve kuru havadan koruyarak ılıman bir iklimin bu bölgede etkisini göstermesini sağlamaktadır. Deniz seviyesinden 1.233 m yükseklikteki Ay Petri dağı çam ormanlarıyla çevrilmiştir. Dağ ziyaretçilerine dört mevsim farklı güzellikler sunabilmektedir. Dağın doruğundan bütün Yalta sahillerini seyredebilir, Karadeniz’in engin ufuklarını gözleyebilir, güneşin doğuşu ve batışını bütün ihtişamıyla takip edebilirsiniz. Ayrıca kışın bu dağda kayak ve diğer kış sporları da yapılabilmektedir.

Vorontsov Sarayi

Kont Vorontsov sarayı ve parkı, 1830 – 1846

Alupka’nın kıvrımlı dar sokaklarından sahile doğru inildiğinde geniş yapraklı ağaçların bulunduğu muhteşem bir park içine gizlenmiş şimdilerde müze olan Vorontsov (Voronzov) sarayı denk gelir. Ukrayna’daki en iyi saray ve parklardan biridir. Alupka’daki sahilin geniş bir kesimini kapsar. Alupka’nın görülmesi gereken en önemli yeridir. Saray bu toprakların ihtişamına zarif bir katkı gibidir. 19. asrın ilk yarısının ilginç mimari örneklerinden biridir. 19. asrın ortalarında Gelencik (Novorossiyskaya) eyalet valisi İngiliz tahsili görmüş ve çok zengin Kont Mikhail S. Vorontsov adına yapılmıştır. Vorontsov Rusya’daki mülklerinde görevli birçok hizmetkarını bu sarayın ve muhteşem bahçelerin yapımında çalıştırmıştır. Geç İngiliz gotiği ve Mağribi motiflerle bezeli Tudor tarzında, doğu ile batının karışımı olarak İngiliz kraliyet mimarı Edward Blore tarafından inşa ettirilmiştir. Önyüzü İngiliz/İskoç kalelerini, denize bakan kısmı Arap mimarisini andırır.

Mikhail Semenovich Vorontsov (1782-1856)

Güney cephe merkez kompozisyonu Hint-Müslüman camii girişlerini hatırlatan meşhur bir kemer ile süslenmiştir. Bu duvarda “Allah’tan başka kazanan yoktur”ibaresi yer almaktadır. Saray kompleksi içinde Ana bina (1830 – 1837), Shuvalivsky kanadı (1830 – 1834), park kısmı (1829 – 1848) ve çeşmesi yer alır. Köşkün etrafındaki parkta Akdeniz, Asya, Güney ve Kuzey Amerika’dan getirilen çeşitli bitkiler yetiştirilmektedir. Saray salonlarında ünlü manzara ressamlarının eserleri, heykeller ve çeşitli sanat çalışmaları sergilenmektedir. Tarihi filmlerde dekor olarak da çoğu kez kullanılmıştır.

1917 ihtilaline kadar ailenin yazlık konutu olarak kullanılan saray, 1945 yılının Şubat ayında yapılan Yalta Konferansı süresince İngiliz delegasyonunun ikametine tahsis edilmiştir. Ünlü yazar Lev Tolstoy’un “Hacı Murat” romanına da konu olan sarayın mimarisiyle manzaranın, denizle dağların, taşla ormanın, doğal güzellikler ile uygarlığın birbirleriyle sergiledikleri uyum, Ay Petri dağının haşmetli silueti altında burayı gezenleri derinden etkilemektedir.

Uçan Su şelalesi

Kırım’daki en büyük ve en görülmeye değer şelaledir (98 m). Suyun kanatlanmış halidir adeta. Yalta’nın hemen batısındaki dağlardan Karadeniz’e doğru akan Uçan Su Kırım’ın en ünlü şelalesidir. Suları yaklaşık 100 metre yükseklikten dökülmekte ve görenlerde büyük bir hayranlık uyandırmaktadır. Şelalenin suları özellikle baharda karlar eridiğinde ve sonbaharda şiddetli yağmurlar başladığında artmaktadır. Bu dönemlerde suyun sesi bir kilometre mesafeden bile işitilebilmektedir. Yazın ise şelalenin suyu oldukça azalmakta ve küçük bir dere haline gelmektedir. Kışın ise, dondurucu soğuklarda suyunun donması ile oluşan buzdan sarkıtlar Uçan Su şelalesinin ziyaretçilerine sunduğu ayrı bir güzelliktir. Her yıl binlerce turist 100 m yüksekten ihtişamla aşağılara dökülen bu şelaleyi görebilmek, suyun sesini dinleyebilmek, temiz havasını soluyabilmek ve Yalta’nın o doyumsuz manzarasını seyredebilmek üzere buraya gelmektedir.

Şelalenin üst kısmında Kartal Yuvası adı altında bir seyir terası mevcuttur. Antik çağda adı Kremastro-Nero yani “Asılı Su” adı ile anılmıştır. Daha sonra şelale Türkler tarafından “Uçan Su” olarak adlandırılmıştır. Şu anda kolay olması açısından Yalta şelalesi de denmektedir. Bahar aylarında ve yağmurlu günlerde şelale çok güzeldir. Yalta’nın kuzeybatısında şehre 7 km mesafededir. Ay-Petri yolunda, ırmağın kaynağındadır.

Roma Katolik Kilisesi

Uçan Su nehrinin kıyısında yer alır. Kilisenin duvarları ile oyma işçiliği dikkat çekicidir. Batı Avrupa ortaçağ mimarisinin kompozisyonel ve plastik metodları baz alınarak mimar Komornitski ve mimar Krasnov’un projeleri ile 1914 yılında inşa edilmiştir.

İlginizi Çekebilir

Han Camii [Kezlev]

Vatan KIRIM Kırım’da bulunan Türk eserlerinin en önemlisi şüphesiz batı kıyısında Kezlev (Gözleve) şehrinde Mimar Sinan tarafından …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.