Vatan KIRIM.
Kırım hanlarının sarayı olan Hansaray, Bahçesaray şehrinde bulunmaktadır. Bahçesaray, 1530 – 1783 yılları arasında Kırım Hanlığı’na başkentlik yapmıştır. Günümüzde saray dünyanın dört bir yanından gelen yılda yaklaşık 200.000 ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Ayrıca güney-doğu Avrupa’da Türk-İslam kültürünün bir abidesi olarak özel bir öneme sahiptir.
Saray Meydanı. Carlo Bossoli, 1856
Görenlerin “Tatar El Hamrası” diye nitelendirdiği Hansaray, birbirine bağlı fakat farklı zamanlarda inşa edilmiş binalardan meydana gelen büyük bir komplekstir. Topkapı sarayının küçük ama zarif bir benzeri gibidir.
16. yy’ın başlarında (1503’te) Kırım Hanı I. Mengli Giray Han döneminde inşasına başlanan Hansaray, müteakip hanlar tarafından da genişletilerek bugünkü ihtişamlı haline kavuşmuştur. Yapımında İran’dan, Anadolu’dan ve İtalya’dan ustalar ile Rus ve Ukraynalı köleler çalışmıştır.
Saray, genel görünüm olarak Osmanlı saraylarından, özellikle de Topkapı Sarayı’ndan belirgin izler taşımaktadır. Bunda İstanbul’da yetişen Kırım Hanlarının geri döndüklerinde İstanbul’da gördüklerini Hansaray’da uygulatmaları etkili olmuştur.
Evliya Çelebi Hansaray’ı; “Dört yanı kale gibi dört köşeli, kagir duvarlı bir saray” olarak anlatmakta ve çevresinin beş bin altmış adım olduğunu, dört bir yanında demir kapıların, bünyesinde de darphane, mutfak, kiler, hamam vs. yapıların bulunduğunu belirtmektedir.
Saray bir yandan Kırım Hanlığı’nın yönetildiği bir idari merkez iken, öte yandan da pek çok kültürel faaliyete de ev sahipliği yapmaktaydı. Kırım Hanı Kırım Giray Han’ın (1758 – 1764) bir resim koleksiyonunun bulunduğu sarayda Moliére’den oyunlar sahnelenmekteydi.
Hansaray, ilk defa 1736’da General Münnich, 1737’de General Lassi ve 1771’de de Knyaz Dolgorukov’un orduları tarafından tahrip edilmiştir. Özellikle I. Selim Giray Han tarafından kurulan ve paha biçilemeyen binlerce el yazmasından oluşan meşhur kütüphane yanıp kül olmuştur. Bu ağır saldırıların ardından saray ve şehir yeniden tamir edilse de bu tamiratlar sarayın ilk yapıldığı dönemdeki özgünlüğünü de giderek ortadan kaldırmış ve Osmanlı saraylarına daha fazla benzer bir hale gelmiştir.
Kırım’ın 1783’te Rus Çarlığı tarafından işgalinin ardından, Çariçe II. Yekaterina’nın direktifleriyle bir Fransız mimara sarayın planı çıkarttırılmış, ardından yapılan restorasyonlarla da sarayın ihtişamlı görüntüsü önemli ölçüde tahrip edilmiştir. Hansaray bilhassa Kırım Harbi esnasında 1854 – 1855 yıllarında hastane olarak kullanılmış ve bu dönemde saray büyük ölçüde zarar görmüştür.
1914 yılına ait bir seyahat rehberinde Hansaray’da yapılan restorasyon çalışmalarının sarayın ihtişamına büyük darbe vurduğu belirtilmekteydi.
1955’ten beri saray kompleksi içinde Bahçesaray Tarih ve Arkeoloji müzesi yer alır. Saray bazı savaş filmlerinde dekor olarak da kullanılmıştır.
Hansaray, içinde barındırdığı birbirinden kıymetli sanat eserleriyle ve hikayeleriyle ziyaretçilerini derinden etkiler. Vaktiyle atlı süvarilerin volta attığı sarayın avlusunda, artık sarayı gezebilmek için sırasını bekleyen kalabalık turist grupları beklemektedir. Sarayı rehberiniz eşliğinde gezmeye başladığınızda her köşede size anlatılacak ayrı bir tarihin ve hikayenin olduğunu göreceksiniz. Gözyaşı çeşmesinde mermere işlenen bir sevdayı, Puşkin’in Bahçasaray Çeşmesi şiirinin mısralarında ise, bu büyük aşkın ölümsüz izlerini bulursunuz. Demirkapı size Kırım Hanlığı’nın haşmet ve gücü hakkında ipuçları verecektir. Altın Çeşme, geçmişteki zenginliğinden izlerini taşırken, Altın Oda’da azamet ve ihtişamı, Harem’de geçmişin gizemlerini derinden derine teneffüs edersiniz aslında. İki minareli Hancamii ise estetiğin semaya açılan zarif elleridir.
Sarayın planı
|
|
Ana Bölüm
|
Bağçasaray-Hansaray
Gerayhanın körkem köşkü boşap qalğan,
Şühret tahtı, aşq sofası, basamaqlar,
Paşalarnın başı tiygen bosağalar,
Çegertki ve yılanlarğa yuva olğan.
Çeşit renkli camlar üzre ot çırmaşqan,
Pervaslarğa, saçaqlarğa boy uzatıp.
İnsan qurğan güzellikke zeher katıp,
Valtasarnın eli kibi “öl!”, dep yazğan.
Bu sarayda ince kibi kozyaş tamlay,
O haremnin sağ qalğan bir taş çeşmesi,
Mönli-mönli ses çıqara ağlay-ağlay.
“Qaydasız hey, Taht ve Şühret! Aşq nefesi!
Kettiniz siz ebediyen yaşap olmay,
Menim ise hala daha tınmay sesim!”
Adam Mickiewicz
Hansaray Müzesi
1917 yılında ünlü sanatçı, tarihçi ve arkeolog Üsein Bodaninskiy’ in çalışmaları ile Hansaray’da bir müze kurulmuş ve Kırım Tatarlarına ait pek çok kıymetli eser müzede toplanmıştır. Fakat 1944’te Kırım Tatarlarının sürgüne gönderilmesinin ardından müze kapatılmış ve pek çok kıymetli eser geçen zaman içerisinde kaybolmuştur. 1950 yılında “Doğu Müzesi” adıyla ziyaretçilere kapılarını açan Hansaray sergilenen ve depolarda bekletilen binlerce eseriyle Kırım Tatarlarının en önemli tarihi yapılarının başında gelmektedir. | Müze 09:00-17:00 saatleri arasında açıktır. Salı-Çarşamba günleri kapalıdır.Giriş: 14 UAH (Hrivna) yaklaşık 3 $
Öğrenci ve Çocuklara %50 indirim yapılmaktadır. Fotoğraf makinesi ve kamera ile çekim için ayrıca bilet alınması gerekmektedir. |
Halen müzenin müdürlüğünü Server Ebubekir yürütmektedir. Ömrünü Kırım Tatar kültürünü dünyaya tanıtmaya ve Hansaray’ı yaşatmaya adamış bu azimli insan ve ekibinin gayretleri sayesinde, müzeye pek çok yeni eser kazandırılmış ve Hansaray’ın harap vaziyetteki pek çok bölümü restore edilerek ziyarete açılmıştır.
Hansaray’a Çürüksu deresi üzerindeki taş köprüden geçilerek girilir. Ana kapıdan, avluya girildiğinde sağ tarafta müzenin ana girişi, sol tarafta ise; bilet gişeleri, Han Camii, mezarlık, hamam ve diğer ek binalar yer alır. Ağaçların gölgesindeki geniş avlu, aynı zamanda ziyaretçilerin yorgunluk atabilecekleri bakımlı bir bahçe görünümündedir.
Özellikle yaz aylarında turistlerin yoğun bir biçimde ziyaret ettiği Hansaray’da ziyaretçiler, gruplar halinde rehberleri eşliğinde müzeyi gezmektedirler.
Bilet alınıp rehber eşliğinde sarayın müze kapısından içeri girildiğinde, girişte sağda yer alan Hansaray’ın ana planın önünde gruplara Kırım Tatarları, Kırım Hanlığı, Hansaray’ın yapılışı ve benzeri konularda uzun uzun izahatlar verilmektedir. Anlatılanlara ve sarayın planına bakıldığında, pek çok binanın Ruslar tarafından ortadan kaldırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Demirkapı
Sarayın girişinde karşılaşılan ilk önemli eser, Demirkapı’dır. İkinci avluya açılan geniş bir giriş kapısı olan Demirkapı, İtalyan mimar Alevizio Novi tarafından yapılmıştır.
Rus Çarı’nın daveti üzerine Kırım üzerinden Moskova’ya giden İtalyan mimar, Kırım’da alıkonulup sarayın inşasında görevlendirilince, tipik Rönesans dönemi özelliklerini taşıyan bu eseri meydana getirmiştir. Demirkapı, 1503 yılında I. Mengli Giray Han tarafından Salacak’taki eski saraydan getirtilerek şu anki yerine konulmuştur. Mermer portal, korent başlıklı payeler, söveler ile yarım daire biçiminde bir alınlık ve ince işlenmiş kabartma Rönesans süslemeleri dikkat çekicidir. Özellikle alınlık kısmındaki Kırım Hanlığı’nın simgesi Tarak Tamga hemen göze çarpar.
Kapının kitabesinde şu ifadeler yer almaktadır; “Bu sarayın sahibi ve bu memleketin hükümdarı, ulu sultan Mengli Giray, Hacı Giray Han’ın oğlu. Allah onu ve onun nababasını her iki dünyada korusun. Bu kapı, iki karanın (Avrupa ve Asya) Sultanı ve iki denizin Hakanı (Azak ve Karadeniz), Han Hacı Giray Sultan’ın oğlu Mengli Giray Han emriyle kurulmuştur.”
Demirkapı ihtişamlı görünüşünden olsa gerek, Kırım Tatar tarihinin, özellikle 20. yy’ın başındaki pek çok önemli olayına şahitlik etmiştir. Kırım Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve benzeri pek çok önemli olay bu kapının önünde çekilen fotoğraflarla ölümsüzleştirilmiştir.
Fotoğraf : Özgür Karahan – Mayıs 2003
Fotoğraf : Özgür Karahan – Mayıs 2003
Fotoğrafın büyük halini görmek için resme tıklayınız.
Çeşmeli Avlu
Rönesans tarzı süslemeleri ile dikkat çeken ve 1733 yılında Kaplan Giray Han döneminde yaptırılan Altın Çeşme , görülmesi gereken bir diğer tarihi eserdir. Altın tozu ile işlemeleri süslenen çeşmenin üst alınlığı rumilerle bezenmiş, üstüne sülüs yazı yazılmıştır.
Gözyaşı Çeşmesi (Bahçesaray Çeşmesi)
Bakınız: Bahçesaray Çeşmesi
Divan Salonu
Çeşmeli avlunun dış köşesinde yer alan Divan Salonu’nun orjinalinde üç tarafı açıktı. Ancak Ruslar tarafından odanın bahçeye açılan üç cephesi, renkli camlarla kapatılarak bugünkü haline getirilmiştir. Ortasında küçük bir fıskiyenin nazlı nazlı aktığı salonda geçmişten günümüze sadece üç tane sedir minderi orjinal haliyle ulaşabilmiştir.
“Şanı yüksek Hanlar hangi divanın tahtında oturursa, bütün kapı kulları ve karacı hakları el kavuşturup, edep ve usul üzere yerlerinde dururlar. Han’ın sağ tarafında Kalgay Sultan oturur. Onun Kırım ülkesindeki taht merkezi Akmescit şehridir. Han’ın sol tarafında Nureddin Sultan oturur. Divan toplantısından sonra büyük ziyafet çekilir.” Vaktiyle Kırım Hanlığı’nın günlük meselelerinin görüşülüp karara bağlandığı Divan Salonu, artık turistleri ağırlamaktadır…
Mescit
Divan Salonu’nun hemen yanında 1741 tarihli yatık dikdörtgen biçimli bir mescit yer almaktadır. Taş zeminli bu küçük yapıda günümüzde el yazma Kur’an’lar ve çeşitli dini motifli eşyalar sergilenmekte ve bu bölüme gelen turistlere İslamiyet hakkında çeşitli bilgiler verilmektedir.
Harem Dairesi
Turistlerin, Hansaray’da en çok merak ettikleri yerlerden biri de Harem Dairesi’dir. Vaktiyle dört büyük müstakil binadan oluşan Harem Dairesi’nden günümüze (diğer üç bina Ruslar tarafından ortadan kaldırıldığı için) sadece bir bina ulaşabilmiştir.
Birkaç basamaklı merdivenle çıkılan Harem Dairesi’nin girişindeki duvarda Kırım Tatar evlerine ait cumba tarzı tahta kafesler, odalarında ise, Kırım Hanlarının aileleri ile birlikte günlük yaşantılarında kullandığı çeşitli kıyafetler ve eşyalar sergilenmektedir.
Harem Dairesi’nin arkasındaki bahçede vaktiyle Hanın eşleri ve çocukları oynamaktaydı. Bahçede yer alan “Ay Nenni Çeşmesi” nden su içenlerin gençleştiğine inanıldığı için ziyaretçisi de ve su içeni de çoktur.
Enderun Odaları
Hanlık döneminde sarayın hizmetlilerinin kaldığı bölümler olan Enderun Odaları günümüzde Kırım Tatarlarına ait etnoğrafik eserlerin (elbiseler, mutfak gereçleri, mobilyalar, fotoğraflar ve günlük yaşama ait diğer materyaller) sergilendiği sergi salonlarına dönüştürülmüştür. Bu bölümdeki odalardan birinde de İsmail Bey Gaspıralı’ya ait çeşitli eşyalar ve tarihi belgeler sergilenmektedir. Daha önceleri 1944 Kırım Tatar Sürgünü ile ilgili resim ve belgelerin sergilendiği oda ise, artık mevcut değildir.
Han Camii
Hansaray’ın genel görünümü ile mükemmel bir uyum içerisindeki Han Camii bugünkü görünümünü 1740 – 1743 yıllarında almıştır. İlk yapıldığında kubbeli bir yapı olan cami, 1736’da General Münnich komutasındaki Rus orduları tarafından tahrip edildikten sonra, bugünkü görünümüyle Selamet Giray Han tarafından yeniden yaptırılmıştır. Cami bazı kaynaklara göre Gözyaşı Çeşmesi’ni de yaptığı söylenen İranlı Ömer Usta tarafından 1763 yılında inşa edilmiştir.
Zengin süslemeli taş oymalı mihrabı, çok hoş ahşap minberi ve iki ince minaresiyle saray ile tam bir uyum içerisindedir. Önünde kapalı son cemaat yeri, yanlarda revaklar vardır. Güneybatı köşesindeki zengin süslemeli Hünkar Mahfiline dik bir ahşap merdiven ile çıkılmaktadır. Bunun duvarları Türk çinileriyle kaplıdır.
Cami, sadece Cuma günleri ibadete açıktır. Özellikle Bahçesaray’da yaşayan Kırım Tatarlarının namaz vaktinde cami görülmeye değer bir güzelliktedir.
Hazire (Mezarlık)
Han Camii’nin hemen yanı başındaki Hazire (mezarlık) bölümü Çarlık ve Sovyet döneminde ağır bir tahribata uğramıştır. 1944 sürgününden sonra, mezarlık genel bir talana uğramış ve mezar taşlarına kadar hemen herşey tahrip edilmiştir. Mezar taşlarının pek çoğu inşaatlarda yapı malzemesi olarak kullanıldıkları için bulunamamıştır. Pek azı toprağın altından veya hiç alakası olmayan farklı yerlerden toparlanmış ve bu ata yadigarı istirahatgahın yeniden ayağa kaldırılmasına çalışılmıştır.
Mezarlıkta 1592’den itibaren ki Tatar Hanlarının ve eşlerinin mezarları yer almaktadır. Mezarlıkta yer alan kubbeleri kurşun örtülü iki türbede (rotunda) Kırım Hanlarından I. Mengli Devlet Giray Han, II. Gazi Giray Han, III. İslam Giray Han ve IV. Mehmed Giray Han’ın kabirleri yer almaktadır. İki türbenin yanındaki açık türbe ise, II. Mengli Giray Han’a aittir. Mezarlığın bitişiğindeki bahçenin sonundaki zarif türbede ise, Kırım Giray Han’ın genç yaşta ölen eşi Dilara Bikeç’in kabri yer almaktadır. Mezarlıkta türbelerin dışındaki alanda Kırım Giray Han, Arslan Giray Han, II. Selim Giray Han gibi Kırım Hanları ile Kalgay Sultanların ve diğer hanedan mensuplarının kabirleri yer almaktadır.
Hazirenin güneydoğusunda ahırlar, doğusunda arka bahçede ise bir çifte hamam yer almaktadır. Oldukça virane haldeki bu bölüm, acilen restore edilmeyi beklemektedir.
Altın Oda
Hansaray’da bazı bölümler restorasyon çalışmaları devam ettiği için, bazı bölümler ise restorasyona ihtiyaç duyduğu için ziyarete kapalıdır. Bu bölümlerden birisi de Altın Oda’dır. Konumu itibariyle sarayın en hakim noktasında yer almaktadır. Avlunun ve Divan Salonu’nun duvarına bitişik, büyük dış avluya büyük bir çıkıntı halinde uzanan bu özel bölüm, 1764 yılında yaptırılmıştır. İki sıra pencere ile aydınlanan Altın Oda’da 24 adet süslü tavanda, birbirine geçen parçalar kabartma olarak işlenmiştir. Sedirler, koyu kırmızı kadife üzerine altın sırma işlemeli kumaşlarla döşelidir. Duvar süslemelerinde ise, mavi renk hakimdir. Duvarlara, o dönemin bir şairinin dilinden, güzellikleri öven beyitler yazılmıştır.
Hansaray’ın Divan Salonu’nun olduğu meydandan ikinci kata çıkıldığında Elçi Kabul Salonu’na varılır. Kırım Han’ının gelen elçilere Hanlığının ihtişamını göstermesi gayesiyle, bu odada gösterişli tarzda süslemeler yapılmıştır.
Elçi Kabul Salonu’ndaki iki büyük eyvandan birinda Han, diğerinde ise musiki heyeti otururdu. Bu salonun zemini mermer döşeme, üzerine hasır; tavan, ahşap ve nakışlarla süslüdür.
Yaz Çardağı
17. yy’da yapılan yaz çardağı 18.yy’da yeniden inşaa edilmiştir. Çardağın ortasında Türk barok stilinde mermerden küçük bir fıskiye bulunmaktadır.
Temiz hava, ışık ve fıskiyenin dinlendirici sesi ile dolu bu oda divan toplantılarından sonra çok güzel bir dinlenme yeriydi.
Han ve idareciler burada muhabbet eder, müzik dinler ve hafif yemekler yerlerdi. Hansaray’da bir çok müzisyen bulunurdu. Edebiyat Kırım Hanlığı kültürünün gelişmiş bir bölümüydü. Kırım yakın doğu edebiyatına bir çok şair ve yazar kazandırmıştır. Hatta bunlardan bazıları hanedan soyundan gelmekteydi.
Halim Giray, Rammal Hoca, Muhammed Rıza, Mehmed Senai gibi bir çok Kırım Tatar yazarının çalışmaları modern tarihçiler için kaynak teşkil etmiştir. Bora Gazi Giray, Bahadır Giray, El-Hacı Selim Giray gibi bazı hanlar şiirler yazıp, müzik eserleri yaratmışlardır. Örneğin, Bora Gazi Giray, Gazayi takma adıyla tanınan ünlü bir şairdir. Kırım hanlığı şairlerinin yaptığı çalışmalardan bazıları son yıllarda halka Kırım Tatar kültürünü hatırlatmak için yeniden yayınlanmıştır.
Çardağın penceresinden görülen, çiçeklerle dolu, havuzlu avlu yeniden canlandırılan bir diğer güzel mekandır. Sarayın soylu yerlileri bu bereketli bahçede yürüyüşler yaparlardı.
Havuzlu avlunun ana teması, içinde bulunduğu süslü havuza su döken mermer fıskiyedir.
Fotoğraf : Özgür Karahan – Mayıs 2003
Şahin Kulesi
Harem Dairesi’nin ön avlu bahçe duvarına bitişik durumdaki Şahin Kulesi, Kırım Hanı ve saray efradının merasimleri ve çevreyi seyredebilmesi için yapılmıştır. Restorasyonu tamamlanmasına rağmen henüz ziyarete kapalıdır.
Sarıgüzel Hamamları
Demir Kapı’nın batısında dış köşede 1533 tarihinde yaptırılan Sarıgüzel Hamamları yer almaktadır. Alttan ısıtma sistemiyle ısıtılan hamam, asimetrik planlı olup, soyunma yeri, soğukluk ve sıcaklık olarak üç bölüm halinde düzenlenmiştir.
Mart 2005. Hazırlayan: S.Aydın
One comment
Pingback: Bahçesaray Çeşmesi – Vatan KIRIM