Başlangıç / Diaspora / Diaspora’daki Köylerimizden: Sakarya (Tırnaksız) Köyü

Diaspora’daki Köylerimizden: Sakarya (Tırnaksız) Köyü

Hamdi BAYAR, Namık Kemal BAYAR

Ankara’nın Polatlı ilçesine bağlı Sakarya (Tırnaksız) köyü, ilçenin 11 km güneyinde, Çanakçı, iğciler ve Menteşe köylerinin arazileri üzerinde 1908 yılında kurulmuştur.

Kırım’dan, Romanya’nın Köstence ve Bulgaristan’ın Pazarcık civarındaki köylere, oradan da Türkiye’ye göçen Hacı Bavbek Bayar, Bolat Canpolat, Hacı Ömer _Özcan, Hacı Hatip Osman Balcı, Ali Altay ve Yusuf Sezginer ağalar tarafından kurulan köye daha sonra başka muhacirler de yerleşmiştir.

Polatlı çevresinde kurulan hemen hemen tüm Kırım Tatar köylerinde olduğu gibi Tırnaksız köyünün de en büyük meselesi susuzluk olmuş, bu meselelerini uzun yıllar köye, 1955 yılında sağlıklı içme suyu getirilene kadar kuyular kazarak çözmeye çalışmışlardır. Köyün susuzluğunu çarpıcı bir biçimde dile getiren “Kaşıkbörek suvuman arka cuvar Tırnaksızlılar” sözü hâlâ söylenmektedir.

Anadolu’da kurulan pek çok Kırım Tatar köyü gibi temizliği ve bakımlılığı, beyaz badanalı evleriyle çok uzaklardan dikkati çeken Tırnaksız köyü, Sakarya nehrine yakın bir yerde kurulmuş olmasına rağmen, susuzluk nedeniyle maalesef yeşilsiz ve ağaçsız kalmıştır.

Kırım’ın Kerç şehri ve civarından tahminen 1860-1870 yıllarında önce Romanya ve Bulgaristan’a, oradan da bölgeye yerleşen Kırım Tatarları ilk zamanlar çevre köylerle uyum sağlayamamışlarsa da özellikle çiftçilikteki ileri bilgi ve ustalıklarıyla zamanla buralardaki köy halklarına örnek olmuşlar, onlarla dostça geçinmeye başlamışlardır.

Takribî kırk bin dönüm araziye sahip olan köy halkının gelir kaynağını tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Önceleri demir sabanla tarla sürmüş, tulumbalı sabanla tohum ekmiş, orak makinesiyle ekin biçmiş, angıçla sap taşımış, dövenle ve tokmakla harman yapmış olan köy halkı, bunları yaparken hep Kırım Tatarı’nın vazgeçilmez dostu olan atları kullanmıştır. Ancak zulüm onları vatanları Kırım’dan nasıl ayırdıysa, teknoloji de Kırım Tatarı’nı en sadık dostu olan atından ayırmıştır. Bugün Tırnaksız köyü halkı da diğer tüm Kırım Tatarları gibi gelişen teknolojiye hızla ayak uydurmuş, tarım ve hayvancılıkta modern aletler kullanmaktadırlar.

Son 10-15 yıl öncesine kadar Tırnaksız köyünde yaklaşık 90 hane Kırım Tatarı ikâmet etmekteydi. Değişen ekonomik ve sosyal şartlar bu köyümüzü de Anadolu’daki pek çok köyün kaderine sürüklemiş ve köy nüfusu oldukça azalmıştır.

Köyde yaşayan Kırım Tatarları’nın çoğu çocuğunu okutmak veya iş bulmak amacıyla başta Polatlı, Ankara ve Eskişehir olmak üzere şehirlere göç etmişlerdir.

Özellikle kış aylarında oturanların sayısının bir kaç haneye düştüğü köy, yazın gelmesi harmanın, orağın başlaması ile birden canlanır, nüfusu artar. Bununla birlikte de atalarımızın Kırım’dan getirdikleri adetler, gelenek ve görenekler yeniden canlanır.

Ramazan gecelerinde küçüklerin maneler söyleyerek kapı kapı dolaşıp hediyeler, bahşişler toplamaları, arife akşamları kıygaşa, ülküm pişirilip komşulara dağıtılması, genç kızların ve delikanlıların akşamları toplanıp eğlenmeleri, çınlaşmaları, kartakayların (yaşlıların) bir araya gelip kahve, çay içmeleri, sohbet etmeleri diğer tüm Kırım Tatar köylerinde olduğu gibi Tırnaksız köyünde de sürmektedir.

Kırım Tatarları’nın en dikkat çekici geleneklerinden olan toylar, Tırnaksız köyünde Çarşamba günü başlar. Komşular ve akrabalar düğün evinde toplanır, gelecek misafirlere sunmak için kahve kavrulur, sogum soyulur (hayvan kesilir), katlama ve baklavalar yapılır. Perşembe günü damat çıkar ve gençler bir araya gelip eğlenirler. Cuma günü ise kızlar “Qoraz teller” (horoz süsler) ve düğün evinin bahçesinde oyunlar oynarlar. Aynı gün akşamı kırcımanlar (evli erkekler) ve delikanlılar “çırak teller”, oyunlar oynarlar. Cumartesi diğer köylerden davet edilen misafirlerin gelmesi ile ziyafetler verilir. Cumartesi gecesi gençler meclis toplar. Meclis, kartagası, oftbey, solbey, küregicibey, yamaklar ve diğer davetlilerden oluşur. Kartagası, oftbey ve solbey meclisi idare eder, küregicibey ve yamaklar gelen misafirlerle ilgilenir. Onlara ikramda bulunurlar. Mecliste sabaha kadar eğlenilir, ziyafet çekilir, köy kızlarının süsledikleri horoz yenilir. Sabaha doğru “Kiyev kesesine” (damat cebine) yardım toplanır; toplanan paranın açıklanıp damada tesliminden sonra meclis dağılır. Pazar sabahı tüm davetliler düğün evinin bahçesinde toplanır. Çeşitli eğlencelerden sonra gelin almaya gidilir. Gelini alıp gelenleri karşılamaya çıkan köy gençlerine “Toquz” bağlanır. Gelin düğün evine gelince de yine oyunlar oynanır, eğlenceler, güreşler yapılır. Yatsı namazından önce damat traşı mum ışığında yapılır. Mum tutanlara ve berbere çeşitli hediyeler verilir. Yatsı namazının kılınmasından sonra düğün sona erer.

Kırım Tatar köylerinin en ünlü adetlerinden olan toylar, Tırnaksız köyünde de bu şekilde sürüp gitmekte, yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutan geleneklerimiz toylarda, bayramlarda yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Aradan geçen uzun süreye rağmen Tırnaksız köyünde yaşayan Kırım tatarları hâlâ anavatanları Kırım’ı unutmamışlar, yeni yetişen nesilleri de Kırım sevgisiyle yetiştirmeye çalışmaktadırlar.


Kaynak: Emel Dergisi sayı 198. www.emelvakfi.org

İlginizi Çekebilir

Diaspora’daki Köylerimizden: Yâverören Köyü

Muammer AYGÖRDÜLER – Ergin AYGÖRDÜLER Yâverören Köyü, Eskişehir’in Sivrihisar İlçesi’ne bağlı olup 1895-1897 yıllarında Vatan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.