Vatan KIRIM
Hansaray‘ın hiç şüphesiz en meşhur yerlerinin başında Gözyaşı Çeşmesi gelmektedir. Kırım Hanı Kırım Giray Han tarafından, çok sevdiği ve genç yaşta ölen eşi Dilara Bikeç anısına “Dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın” diyerek Bahçesaray’lı bir taş ustasına (kimilerine göre İranlı Ömer usta’ya) 1763 yılında bu çeşmeyi yaptırmıştır.
Bazı kaynaklara göre ise; Güçlü Kırım Hanı Kırım Giray hareminde Maria Potocka adında Leh asıllı genç bir bayanı görür görmez aşık olur. Bayan, Kırım hanının aşkına karşılık vermez ve ölür. Giray öylesine üzülür ki, aşkını ifade etmek için en iyi heykeltraşına taştan bir ağlayan heykel yapmasını emreder. Ve böylece şiirlere konu olan dillere destan Bahçesaray taş çeşmesi yaratılmış olur.
Çeşme asıl yerindeyken her bir su damlasının çıkardığı ses, akustiğin de yardımıyla insana ağlama-hıçkırık sesi gibi gelir ve dinleyeni derinden etkilermiş. II. Yekaterina’nın direktifleriyle çeşme bugünkü yerine konulunca, çeşmenin bu orjinalliği de ortadan kaybolmuştur. Çeşmenin üzerindeki şekillerin anlamları da çeşmenin yapılış hikayesini destekler mahiyettedir. Mermerden yapılmış çiçek, gözyaşlarıyla dolu bir göz anlamına gelir. Gözyaşları kalp kurnesini (üstteki büyük kurne) kederle doldurur. Zaman bütün acıları hafifletir (çift küçük kurne), ama zihinde kalanlar tekrar acıyı hatırlatır (ortadaki büyük kurne) ve hayat böylece devam edip gider (zemindeki spiral).
Yapılış hikayesi ve tarihte bıraktığı izler, bu mütevazi selsebilin ziyaretçilerini derinden etkilemiş ve ününün dört bir yana yayılmasını sağlamıştır. Çeşme yapıldığı tarihten itibaren “Gözyaşı Çeşmesi” olarak anılmıştır. İşte o günden beri çeşmenin su haznesine konulan ve her gün tazelenen sarı ve kırmızı güller, birbirini seven bu iki insanı simgelemektedir.
1822 yılında ünlü Rus şair ve yazar Puşkin, sürgünde iken gezdiği Hansaray’dan ve çeşmenin hikayesinden çok etkilenmiş ve “Bahçesaray Çeşmesi” (Bahçisarayskiy Fontan) adlı eserini kaleme almıştır. Şiir, o dönemde Çarlık Rusya’sında ve Avrupa’da meşhur olmuştur.
Bahçesaray Çeşmesi
…
Onı şay tez mezarına ne kirsetti?
Bu ümitsiz esirliknin kaygısı mı?
Hastalık mı, yoksa diğer bir illet mi?
Kim bile? O bu dünyanı tez terk etti.
Han sarayı titislenip, boşap kaldı;
Kırım-Giray kene ketti onı taşlap;
Tümen-tümen askerinen yat illerge,
Yat illerge yolga çıktı sefer başlap.
O kene de kasırgalı soguşlarda
Küskünlenip, kanga suvsap at oynata,
Lakin hannın yureginde başka türlü
Duygularnın alevleri gizli yata.
O ekseri kızgınlaşkan uruşlarda
Kılıçını birden siltep, tars toktala
Pek çok vakıt şaytıp taşday katıp kala,
Çevresine şaşkın-şaşkın bakıp tura.
Bir şeyden korkkan kibi benzi ata,
Öz başına söylene ve ara sıra
Köz yaşını toktamadan akıttıra.
…
Aleksander Sergeyeviç Puşkin
Kimilerine göre, bu şiirden dolayı Kırım’ın tamamında Türkçe (Kırım Tatarca) isimleri Rusça ve Yunanca uydurma isimlerle değiştiren Çarlık idaresi, Bahçesaray isminin değiştirilmesine cesaret edemez. Bu popülarite Hansaray’ın da daha fazla tahrip edilmesini önler… Şimdi bu minnettarlığın bir göstergesi olarak Gözyaşı Çeşmesi’nin yanı başında Puşkin’in de bir büstü yer almaktadır. Çeşme, daha sonraları Boris Asafyev’in aynı adlı bale eserine de ilham kaynağı olmuştur.
Adına çeşmeler yapılan, şiirler yazılan Dilara Bikeç’in türbesi Bahçesaray’da Hansaray’ın duvarına bitişiktir. Bazı kaynaklarda Gözyaşı Çeşmesi’nin türbenin duvarına bitişik olarak yapıldığı da belirtilmektedir.